Geniş AÇI Sayı 3 Mayıs 2018 geniş açı-31052018-D-SON | Page 40
Başlangıç - Son
10 yıl önce tanıdığım o yaşı adamı hala anımsıyorum. O pamuk gibi yüzü mavi ve çok şey
anlatan gözleri bir türlü çıkmıyordu aklımdan. Saçları kırarmış olsa da onun genç halinin nasıl oldu-
ğunu tahmin edebiliyordum.
Devlet hastanesindeki an çok çalışan, hasta bakıcıydım ben en azından arkadaşlarım bana
öyle derdi.
“ evde beni bekleyen biri yok,. Hastanede bekleyeni ise çoktu. O zaman eve gitmeye ne gerek var”
derdim bende onlara. Bir okuduğum kitapta ilginç bir söze denk geldim.” Bir şeyin bitişi her zaman
yeni bir şeyin başlangıcıdır.” Bu söz ilk okuduğumda bana çok saçma gelmişti ama sadece birkaç
hafta sonra bu sözün önemini anlayacaktım.
Bir gün kimsenin bakmak istemediği bir hasta geldi. Çünkü adamın kurtuluş yolu yoktu ve
kendisi çok inatçıydı. Kimse onla zaman harcamak istemiyordu. Arkadaşlarıma cesaretimi ve öz
güvenimi göstermek için o hastaya ben bakmaya karar verdim. Öğle yemeği zamanı yelmişti
iğrenç tatları olan hastane yemeklerini alıp adamın odasına gittim. Girdiğim anda nefret ettiğim
“ bip,bip” seslerini duymaya başladım. Ne kadarda sinir bozucu bir ses. Bunları düşünmeyi bırakıp
yatağa doğru baktım. Normalde ene kötü dururumda olan hastaya bakınca bile en ufak üzüntü
hissetmem. Ama bu adam beni ağlatacaktı. Galiba bana babamı hatırlattı. Sanki karşımda ba-
bam yatıyormuş gibi hissediyordum.
Adamın yüzündeki gülümseme bir anda bozuldu
- Senin buraya gelecek kadar yüzsüz olduğunu bilmiyordum çık dışarı seni görmek istemiyorum.
- Efendim sakin olun. Beni neden görmek istemiyorsunuz.?
- Efendim ha, baba diyordun eskiden, ne ara efendi olduk?
- Baba mı?
- Bana şaka yapmaya mı çalışıyorsun? Çık dışarı! Dedi
Hiçbir yorum yapmadan çıktım dışarı. Adamın böyle bir tepki verebileceği aklımın ucundan bile
geçmezdi. Bu kısacık diyoloğumuz da tek bir şey dikkatimi çekti “ Bana baba diyordun eskiden belki
de benim onu babam sandığım gibi o da beni kızına benzetmişti. Belki kızına çok kızgındı. Derin bir
nefes alarak içeri girdim.
İçeride adam hüngür hüngür ağlıyordu. Ona baktığımı fark edince daha çok ağlamaya başladı.
Bende :
- Efendim ben sizin kızınız değilim ben sadece burada çalışan ve size bakacak olan hasta bakıcı-
nızım. Adım Esma, Sizinle tanışmak isterim.
- Sana inanıyorum. Çünkü benim kızımın bu kadar kibar olabileceğini sanmıyorum. Ben Hasan
- Sizinle iyi anlaşacağımızı düşünüyorum. Bu arada yemek getirdim rahatça yiyebilirsiniz benim de
işim var zaten dedim. Yavaşa adımlarla odadan çıktım. Hasan abi beni nedense çok etkilemişti
aynı babam gibiydi. Çabuk sinirlenen ancak tertemiz bir kalbi olan insandı.
Babamdan size neredeyse hiç bahsetmemiştim. Annemle babam içinde benim bulunduğum
arabada trafik kazasıyla hayatlarını kaybettiler. Ben de bazı yaralar almıştım. Bu nedenle hastanede
kalıyordum. Ben ağlarken yanımda sadece tek bir kişi vardı:
Hasta bakıcım Fatma teyze hastane kalırken hep benim yanımdaydı. Fatma teyze gibi başkala-
rını da ben mutlu edeyim diye oldum hasta bakıcı.
Bu akşam hastanede Hasan abi’nin yanında kalmaya karar verdim. Hem onu daha iyi tanımak
için hem de yalnız kalmasının diye. Hastaneye kimse onu ziyaret etmeye gelmediğine göre şu yüz-
süz kızından başkasını tanımıyordu.
Odasına girip ah yine şu sinir bozucu “bip,bip” sesleri. Ne kadar da delirtiyor insanı.
- Hoş geldin Esma
36