Yıl 1959 . Çekingen , içe kapanık Todd Anderson , Amerika ’ nın seçkin üniversite hazırlık okullarından biri olan Welton Akademi ’ ye kayıt olur . Oda arkadaşı Neil Perry ile tanışır . Okulun ümit vadeden öğrencilerinden biridir . Neil ’ ın ittirmesiyle arkadaş grubunun bir parçası olma yolunda adımlar atar . Başlarda geri planda kalır ve gerçekleşen sohbetlere dahi dahil olmaz . Ancak Bay Keating ’ nin özgün dersleri , bireyi toplum içinde aktifleştirmek ve iç dünyasından koparmak üstüne olan anlatımlarıyla kendi kalıplarının dışına çıkar , duvarlarını yıkıp onu her türlü faaliyete katan arkadaşı Neil ’ ın yanında artık grubun bir parçası olarak yerini alır . “ Ana karakter ” olarak gözüken Neil Perry , aslında hikâyeyi bize kendi gözünden yansıtan bir yan karakterden başkası değildir . Ana karakter olan Todd Anderson ’ dır ve hikaye de babasının dayatmaları dışında kendi isteği doğrultusunda bir gelecek yaratmaya çalışan Neil ’ ın yaşantısı değil Todd ’ un içe kapanık , asosyal bir gençten arkadaşları arasında fikrini dile getirebilen , bilinçli sözleri dışında da kendi iradesiyle fiile geçip onlara öncü olabilen bir birey oluşudur . Tabii her başarı , yanında fedakarlıklar getirir . İnsanın gelişip , kendine bir şeyler katabilmesi için konfor alanından sıyrılıp toplum içinde yer edinmesi ve bir irade olması gerekir . Bunları yapma aşamasındaysa konfor alanından çıkış sürecinde bazı etkenlerden feragat edilir , geride bırakılır . Neil da bunu babasının sözü dışında bir iş yaparak gerçekleştiriyor ancak karşılaştığı tepki konusunda motivasyonunu ve inancını kaybedip artık bir amacı olmadığı kanaatına varıyor . Bu da hayata bağlı kalması konusunda elinde bir nedeni olmaması anlamına geliyor .
Hayatına son veren Neil ile birlikte arkadaşlarının durumu fark edip ciddiyetin farkına varması uzun sürmüyor ve bu gerçeklikle farklı yollarla yüzleşiyorlar . Kimi direnç gösteremeyip iradesizlik yapıyor , sisteme , sistemin temsilcilerine boyun eğiyor . Kimiyse boyun eğenlere karşı kin besleyerek faaliyetlerinin radikalliğini arttırıyor , bedelini akademiden atılarak ödüyor . Bu noktada da sistemin en küçük baskı mekanizması olan aile , olduğundan daha büyük bir etken haline gelerek iki kesim arasında kalan gençleri boyun eğmeye sevk ediyor . Fakat son durumda Todd
Anderson yaşananların boşa olmadığını sırasının üstüne çıkarak , duruşunu sergileyerek , arkadaşlarına öncülük ederek herkese , özellikle de Bay Keating ile Gale Nolan ’ a gösteriyor . Aynı zamanda filmi karışık duygularla izleyen bizlere de .
Umarım bu film günümüzde de var olan durumların , gerçekleşmekte olan yaşantıların da bir farkı olmadığının bilincine varır ve bizi kendi duvarlarımız arasında sıkıştıran bu kalıpların dışına çıkıp konfor alanımızdan ayrılmamıza yardımcı olur . Son olarak “ Gelenek , onur , disiplin , mükemmellik ...” terimleri de sistemin piyonu olmamız için atılan adımlar dışında bir şey değildir . Gelenek yeniliği , onur hoş görüyü , disiplin açık fikirliliği , mükemmellik ise algımızı öldürmek dışında hiçbir iş yapmaz . Mükemmellik tanımını bizlere dayatan da bu terimleri altın kuralı yapanlardan başkası değildir . Geleneğin , böyle olup gidercilerin sözlerine boyun eğmeyip yenilikçi ve gelişimci bir toplum haline gelmek , olması gereken nihai gelecektir .
“ Bay Nolan , sizi arıyorlar . Tanrı . Welton ’ a kızlar da kabul edilmeli diyor .”
-Charlie Dalton
Berdan Bora Akkaya
26
FKDAL Kültür , Sanat , Edebiyat Dergisi No : 3