fUSKA MAG tiyatro fUSKA MAG tiyatro
138 FUSKA MAG FUSKA MAG FUSKA MAG FUSKA MAG FUSKA MAG 139
Daha gündelik, sıradan, ama temposu düşmeyen bir eğlencelik olarak nitelenebilecek oyun özellikle kadın seyircinin ilgisini çekmeye devam edecektir gibime geliyor, bana biraz tekrara düşülmüş uzun bir metin gibi geldi. Eğlencelik arayanlara yine de sıradan bir komedi filmi için sinemaya gitmektense çok daha canlı bir deneyim olacaktır.
Kıyıya Oturmanın Böylesi
Kıy-Ot-Boy kısaltmasıyla da bilinen oyunu seyretmekte geç kaldım. Benim gibi geç kalanlar, olur da oyun yeniden sahnelenirse kaçırmasın diye paylaşmalı! Merve Engin’in tek başına, klasik saraya, seçkinlere değil “halka oynayanların ‘sanat tiyatrosu’” ekolü diyebileceğim Commedia dell’Arte tarzının “Commedia Gabriellina” varyasyonunu sahnelerimizde canlandırıyor. Pek bilindik bir ekol olduğunu sanmıyorum ülkemizde, belki Avrupa gezilerinde denk gelenler olabilir, maskeli oyunlarda az oyunculu, mask değiştirmeli performanslara.
Bizim Karagöz oyunlarımızda nasıl Beberuhi, Tiryaki gibi karakterler varsa, dell’Arte ekolünde de bilinen bazı karakterler vardır, anladığım kadarı ile Merve Engin’in sahnelediği oyunda da bu karakterlerden bir geçiş yaşıyoruz, birbirine aşık Lelio ve Flaminia’nın kavuşma hikayesinde. Lelio’nun Venedik’ten İstanbul’a ticari amaçla yolculuğa çıkması gerekir, gemisi bir adada kıyıya oturur, haber alamayan Flaminia da ardından yollara düşer. Adada bir peri, onun korkutucu uşağı işin içine karışır…
Ülkemizde sanattan spora pek çok alanda, dünyada oldukça bilinen ve aslında Türk insanına kolayca sunulabilecek, anlatılabilecek bazı alt dallara eğilenleri o kadar kıymetli buluyorum ki, Kıyıya Oturmanın Böylesi’ni de Merve Engin’in performansı son derece eğlendirici olmasaydı bile en azından bir Gabriellina komedyası izleyin diye tavsiye ederdim. Oyunla ve tiyatro kökeni ile ilgili daha detaylı bir yazıyı Üstün Akmen’den buradan okuyabilirsiniz. Twitter’da @Merve_Engin ve #MaskeniTakmadanGel …