20
SİNEMATELEVİZYONDERGİSİ EYLÜL2014
FİLİZKAYNAK
‘ Sinemaenbüyüktutkumdu’’
FILMSTUDIO: Yönetmen olmaya nasıl
karar verdiniz?
FİLİZ KAYNAK: Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum, aslında hedefim gazeteci olmaktı.
Okul döneminde gazetecilik yaptım, sonra reklam
sorumlusu olarak çalıştım. Zamanla asıl tutkum
olduğuna karar verdiğim sinemayı denemeden yola
devam etmek istemedim. Kendimi, komşumuz tiyatro
oyuncusu Atilla Yiğit’in karşısında buldum. İznik’de
çekilecek yeni bir filme başlıyorlardı ve asistana
ihtiyaçları vardı. İkinci asistan olarak başladım.
Ekip, oyuncular ve yönetmenim Avni Kütükoğlu
çok yardımcı oldular. Pek çok sinema filmi ve dizide asistanlık yaptıktan sonra, Oğuz Yalçın ve Ümit
Efekan’ın ardından “Mahallenin Muhtarları” dizisi ile
yönetmenliğe başladım.
SENARYODA AVRUPA STANDARTLARINI YAKALAYAMADIK
FS: Bir yönetmenin gözünden Türk sinemasını
geçmişten günümüze değerlendirir misiniz?
FİLİZ KAYNAK: Sinema, her sanat dalı gibi yapıldığı
dönemin sosyo-ekonomik koşullarından fazlasıyla
etkilenir. Ülkemizde teknik açıdan, oyunculuk ve reji
açısından oldukça başarılı bulduğum filmler var.
Avrupa standartlarını pek çok açıdan yakalamamıza
rağmen, senaryo konusunda geri kaldığımızı düşünüyorum. Oysa senaryo filmin temeli, her şey onun
üzerine inşa edilecek. O zayıfsa, diğer tüm birimleri
de sarsar. Bundan kastım, senarist eksikliği değil, birbiriyle puzzle tamamlar gibi çalışacak senaryo ekibi
eksikliğidir. Senaryo, ucu bucağı belirsiz bir yolda,
çok zaman ve emek isteyen bir çalışma süresi gerektirir. Bu belirsizlikten dolayı, genelde senaryo ekibine
önceden bir yatırım yapılamıyor.
Herkesin bir fikri, bir projesi var, az-çok senaryoya
dair bir bilgisi de var, oturup yazmayı tercih ediyor.
Oysa bu fikrin yanı sıra, sağlam bir teknik bilgi de gerektirir. Kimse senaryosunu yazarken bir danışmana
ihtiyaç duymuyor. Prodüksiyon için harcanan parayı
ve vakti, senaryo için harcamıyoruz. Ama artık bu
eksiğimizi de aşmaya başladık. Genç kuşak sinema-