Film Studio Dijital Dergi Ağustos 2014 | Page 23

ALİNTAŞÇIYAN Altın Portakal hep panayırdı Film Festivali FS: Bir röportajınızda Altın Portakal’ı panayır diye nitelemiştiniz. Şimdi yeniden bu festivale danışmanlık yapıyorsunuz. Ne değişti sizin için? ALİN TAŞÇIYAN: Benim gözümde hep panayırdı, düzelteceğiz inşallah. Oraya gidince herkes zıvanadan çıkıyor. O festivale 90’lardan başlayarak çalıştım, galalarını da sundum. Menderes Bey geldikten sonra, yeniden bir yapılandırma yapalım, dediler; oraya danışmanlık yaptım. Sürekli her şeyi kortej alanına, eğlence alanına döndürmek istiyorlar. 90’larda film yoktu, ulusal yarışma için 10 filmi bir araya getiremezdik. Film gösterime girmiş çıkmış, ununu elemiş eleğini asmış, ekibi de tatile geliyor ama her şey gala adabı ile yapılmaya çalışılıyor. İki yardımcı oyuncu ile izleyici karşısına çıkılıyordu. Kırmızı halı tutkusu var bir de bizde. Hepimiz penye ile dolaşıyoruz, burası Türkiye; Türkiye’de kırmızı halı olur mu? Kırmızı halı, bana sorarsanız, görgüsüzlük. Ülkenizin her şeyi ortada, benim kırmızı halıda yürümek için tuvalet alacak gelirim var mıdır? Hollywood’a özenmeyelim, o dünyanın en büyük film piyasası. Cannes’da da kırmızı halı var ama çok soğuk olduğu için Berlin’de yok mesela. Hiç kimse öyle şık filan da değil, her yerin kendi alt yapısı var. Sinema sektörümüz var Endüstrimiz yok Biz Avrupa tipi üretim yapıyoruz. Avrupa tipi üretim demek; devlet destek ƒ