ALİNTAŞÇIYAN
Altın Portakal hep panayırdı
Film Festivali
FS: Bir röportajınızda Altın Portakal’ı panayır
diye nitelemiştiniz. Şimdi yeniden bu festivale
danışmanlık yapıyorsunuz. Ne değişti sizin için?
ALİN TAŞÇIYAN: Benim gözümde hep panayırdı, düzelteceğiz inşallah. Oraya gidince herkes zıvanadan çıkıyor.
O festivale 90’lardan başlayarak çalıştım, galalarını da
sundum. Menderes Bey geldikten sonra, yeniden bir
yapılandırma yapalım, dediler; oraya danışmanlık yaptım.
Sürekli her şeyi kortej alanına, eğlence alanına döndürmek istiyorlar. 90’larda film yoktu, ulusal yarışma için 10
filmi bir araya getiremezdik. Film gösterime girmiş çıkmış,
ununu elemiş eleğini asmış, ekibi de tatile geliyor ama
her şey gala adabı ile yapılmaya çalışılıyor. İki yardımcı
oyuncu ile izleyici karşısına çıkılıyordu. Kırmızı halı tutkusu var bir de bizde. Hepimiz penye ile dolaşıyoruz, burası
Türkiye; Türkiye’de kırmızı halı olur mu? Kırmızı halı, bana
sorarsanız, görgüsüzlük. Ülkenizin her şeyi ortada, benim
kırmızı halıda yürümek için tuvalet alacak gelirim var
mıdır? Hollywood’a özenmeyelim, o dünyanın en büyük
film piyasası.
Cannes’da da kırmızı halı var ama çok soğuk olduğu için
Berlin’de yok mesela. Hiç kimse öyle şık filan da değil, her
yerin kendi alt yapısı var.
Sinema sektörümüz var
Endüstrimiz yok
Biz Avrupa tipi üretim yapıyoruz. Avrupa tipi üretim
demek; devlet destek ƒ