Family Hug Family Hug Şubat 2015 | Page 21

FAMILY HUG | 21 Bir hastanenin bir köşesinde, ölümle yaşam arasındaki çizgide, kendini kurtaracak kahramanı bekleyen insanlarla yaşamdan sonra hatırlanmak isteyenlerin buluşmasına tanıklık ettim. Başkaları için kendilerini unutan, en yakınlarına canlarından can veren insanların var olabileceğini gördüm. Ölümün soğuk yüzünün, bağışlanan bir organla, yeniden yaşamın sıcak yüzüne geçişini izledim. İnsanlığın güzel yüzüyle tanıştım. Hayatta iki mucize var. Biri doğmak, diğeri yeniden doğmak. Organ nakli fırsatını yakalayan hastalar, yeniden doğuyor. Kendine takılan organa isim veriyor ve hatta organlarının da doğum gününü kutluyorlar. Ameliyatlara girdim. 3 yaşındaki Hasan Hüseyin’in, babaannesinden aldığı böbrekle yeniden doğuşuna tanıklık ettim. Böbreğinden gelen ilk idrarı gördüm. Gözlerim yaşla doldu. Soluk, mor renkteki böbrek, Hasan Hüseyin’in bedeninde hayat bulduğu anda, pespembe oldu.b Bu mucizeye, organ nakli cerrahları “Yeni Hayat” diyor. “Başkaları için kendinizi unutursanız, o zaman sizi daima hatırlayacaklar. “ Türkiye’de pek farkında olmadığımız bir gerçeği, gizli ve görünen kahramanlarıyla önümüze seren “Yeni Hayat” belgeselim; Dostoyevski’nin bu cümlesiyle başlıyor. Yeni Hayat, 3 yaşındaki Hasan Hüseyin’in, 53’ündeki Mustafa Kemal’in, 14 yaşındaki Elif ’in, 24 yaşındaki Hüseyin’in ve kendini kurtaracak kahramanı bekleyen daha onlarca, yüzlerce, binlerce insanın hikayesi bu. Ansızın ve bir anlığına birbirine yaklaşan, hayatın kıyısında, bitiş ve başlangıç çizgisinde bir karşılaşma hikayesi. “Hayat” denen mucizenin hikayesi. Hergün Türkiye’de 10 insan, organ nakli olamadığı için hayatını kaybediyor. Ve her yıl binlerce insana yenileri ekleniyor. Ve onlar, ümidini kaybetmeden, kendisine bulunacak organı bekliyor. Aile içinde bile konuşulmaya cesaret edilmeyen bir tabu bu!