sanat
hayallerimi kurarken önümde bilgisayar ekranı, çalan telefonlar,
gelen mesajlar, yönetilmesi gereken insanlar, yapılması gereken iş
seyahatleri, tutturulması gereken
bütçe hedefleri, katılmam gereken toplantılar vardı. 2013 yılına
başlarken yılbaşı gecesi bir karar
aldım. Hayallerimi artık gerçeğe
dönüştürmek istiyordum. Yeni
yılla birlikte işimden istifa ettim.
Kariyerimi ve İstanbul’u arkamda bırakarak ikinci tutkum olan
Bozcaada’ya taşındım ve Zeynep
Aksu Cam Atölyesi’ni kurdum”
diyor.
çeşidi vardır. İnsan yapımı olan
cam hepimizin bildiği cam
olmakla beraber, doğal cam
yanardağlardan püskürtme
yolu ile doğaüstüne gelen, yarı
değerli taş olarak kabul edilen
cam türüdür.
Cam işleme sanatı iki şekilde
ele alınmaktadır; camın şeklen işlenmesi, cam eşyanın
üzerine boya ve desen işlenmesi. Camın şeklen işlenmesi, sıra dışı ve adeta sihirli bir
sanat dalıdır. Eriyik haldeki
camın özel araçlar yardımı ile
şekillendirilmesine dayalı bu
sanat dalı ile gerek kullanım
amaçlı, gerekse süs ve dekorasyon amaçlı birçok çeşitte
ürünün imalatı yapılabilmektedir.
ARALIK EXECUTIVE HOUSEKEEPER 2014
Bizde dergimizin bu sayısında
camı işleyerek bir sanat haline getiren, gerek kullanım
amaçlı gerekse süs ve dekorasyon amaçlı kullanılmasını
sağlayan, cama gönül vermiş
biri Zeynep Aksu ile cam sanatı üzerine sohbet ettik. 1966
yılında İstanbul’da doğan
Zeynep Hanım, Sankt Georg
Avusturya Ticaret Lisesini, ardından Marmara Üniversitesi
İktisat bölümünü ve Sabancı
Üniversitesi Yönetici Geliştirme programını bitirmiş. Üniversite sonrası başta moda
sektörü olmak üzere farklı sektörlerde
yurtiçi ve yurtdışında yöneticilik yapmış.
Dünyanın pek çok ülkesini ve şehrini ziyaret etme ve farklı kültürlerle tanışma
fırsatı bulan Zeynep Hanımın çok sevdiği
işinin yanı sıra Cam Sanatı ve Bozcaada
gibi iki de tutkusu bulunuyor.
Cam Sanatı ile tanışma hikayesinin
daha ilkokul yıllarında babasının bir
Venedik seyahati sonrasında avucuna
bıraktığı camdan yapılmış küçük, tombul bir serçe kuşu ile başladığını belirten Zeynep Hanım “O zaman kullanılan
renklere, forma, parlaklığa ve saydamlığa hayran kalmış, saatlerce seyreder
olmuştum. Bu küçük kuş halen evimin başköşesinde durur. 2004 yılında
Öğümce’deki Cam Ocağı ile tanışana
kadar, camla olan uğraşım koleksiyo-
112
Çalışmalarını Bozcaada’daki evinin giriş katına kurduğu atölyede
sürdüren Zeynep Hanım, “Hobi
olarak başladığım cam sanatı için
gereken alevle çalışma, füzyon,
küçük boyutlu üfleme camlar yapacak ekipman ve fırınlara yatırım yaptım. Böylece Bozcaada bu
sanatı yapmak isteyen tüm amatör ve profesyoneller için ilk cam
atölyesine kavuşmuş oldu” diyor.
nerlik olarak devam etti. 2004 yılından
sonra Cam Ocağındaki çeşitli atölyelerde yerli ve yabancı cam sanatçıları ile
işlerimden ve seyahatlerimden fırsat
buldukça, çalışmaya başladım” diyor.
Son beş yıldır tanınmış bir erkek giyim
markasının marka direktörlüğünü yaparken, kariyer açısından iyi bir noktada olmasına rağmen hayalleri için işini bırakan
Zeynep Hanım, “Bugün özellikle büyük
şehirlerde, çalışma hayatındaki herkesin
hayalinin bir köşesinde şehirden uzaklaşarak doğanın bir parçası olarak yaşamak
vardır. Dost sohbetlerinin vazgeçilmez
konularından biridir bu. Ama çalışma
hayatı, hedefler, kariyer ve daha birçok
engel olarak gösterilen nedenlerle bu
düşünce hep hayal olarak kalır. Benim de
Bozcada bir yaşam ve Cam Sanatına dair
Alevle Çalışma, Füzyon, Üçboyutlu Füzyon, Pâte de Verre ve
Borosilikat Cam Boru üfleme
tekniklerini kullandığını ifade
eden Zeynep Hanım, “Son iki yılımı yoğun olarak bu konulardaki
farklı teknikleri harmanlamayı
deneyimleyerek geçirdim. Nisan
2014 de çalışmalarım ilk meyvesini verdi. Cam Sanatının dünyada en gelişmiş ülkelerinden biri sayılan
İsveç’te, Türk cam sanatı eser