alanya başlarken
Hakan Halit Yeni
Alanya Housekeeperları Baş Danışmanı ve Onursal Başkanı
HAZİRAN EXECUTIVE HOUSEKEEPER 2014
SİVİL TOPLUM VE DERNEKÇİLİK!
Değerli
okurlarımız, bildiğiniz üzere 2006 yılından
bu yana yönetim kurulu başkanlığını yaptığım
OTED Alanya şubesi, 16 Şubat 2014 tarihinde olağan üstü genel
kurulunu yapmış ve kendi isteğimle aday olmayarak, görevimi değerli arkadaşlarıma devretmiştim. İlaveten housekeeping mesleği
adına yapılacak her türlü çalışmayı, samimi olarak atılacak her adımı destekleyeceğimi özellikle belirtmiştim.
Bu yazımda, yıllardan bu yana savunduğum bir konuyu, dernekçiliğin anlamını ve bu konulardaki şahsi görüşümü kısaca paylaşmaya
çalışacağım. Bu vesileyle ülkemizin birçok yerinden gerek telefonlarla, gerek mail yoluyla gelen soruları doğrudan özetle cevaplamış
olacağım.
Bugüne kadar hep söylediğim gibi, bugünden sonra da housekeeping mesleğini ilgilendiren her alanda doğru bildiğim her konuyu
şeffaf bir şekilde dile getirmeye devam edeceğim. Mesleğine gönül vermiş ve housekeeping camiasının geleceği ile ilgili naçizane
çalışmalarda bulunmuş, şube olmanın, dernekçiliğin olumlu ve
olumsuz yanlarını bizzat yaşamış ve bu konularda birçok araştırma
yapmış biri olarak, söylemlerimi bir kez daha tekrarlamakta yarar
görüyorum. Farklı isimlerle ve kendi tüzükleriyle, farklı şehirlerde
housekeeping dernekleri mutlaka açılmalıdır. Bu vesile ile housekeeping camiasının önü kesin olarak açılır ve içinde bulunduğu kısır
döngüden kurtulmuş olur. Her şeyden önce, farklı isimlerle ve kendi
tüzükleriyle açılan, farklı şehirlerde aynı mesleği icra eden meslek
örgütlerinin bir araya gelmesiyle birlikte, federasyonlaşmanın önü
de açılmış olur. Sivil toplum ve meslek kuruluşları kendilerini, ancak bu şekilde en üst seviyede ifade etme fırsatı bulacaklardır.
Ancak bir konunun altını özellikle çizmekte yarar görüyorum . Farklı meslek örgütleriyle bir araya gelerek kurulan federasyonların
başarılı olduğu söylenemez. Bunun örnekleri birçok sıkıntılarıyla
birlikte günümüzde mevcuttur. Kaldı ki, dernekler kanununda federasyona katılabilmek için aynı amaca hizmet etme kuralı vardır.
Federasyon, tıpkı aşçılarımızda olduğu gibi farklı şehirlerde aynı
mesleği paylaşan ve aynı amacı taşıyan kuruluşların bir araya gelmesiyle oluşmalıdır.
FEDERASYON VE ŞUBELER
Tüzel kişilikleri olmadığı için, şubelerin federasyona katılamadığı
gibi, söz hakkına da sahip olmaları mümkün değildir. Yani merkezlerinin kontrolünde hareket etme ve onların kurallarına harfiyen
uyma zorunlulukları vardır. Kısacası merkezi olan bir şube, federasyon veya konfederasyon gibi yerlere katılamadığı gibi söz hakkına
da sahip değildir. Tıpkı aşçılarımızda olduğu gibi, federasyonlaşmadaki başarı, merkez olma özelliğine sahip olan, kendi dalındaki
meslek örgütleriyle bir araya gelip, gücünü göstermesiyle alakalı
bir durumdur. Kaç tane şubeniz olursa olsun fark etmez. Merkezi
olan şubeler, kendi içinde ve yerinde dönmeye devam eder. Zaten
başka da şansı yoktur. İnatla ve iddia ile atılan adımların, ne yazıkki keskin sirke ve küp meselesinden öte gitmesi mümkün değildir.
İstisnalar kaideleri bozmamakla beraber, olsa olsa en fazla kendi
içinde döner durur ve bir takım kişilerin kendi egolarını tatmin etme
yolunda bir paravan görevi üstlenir.
Meslek örgütlerinin ve mensuplarının asıl amacı temsil ettikleri
mesleğe yasalar çerçevesinde özgürce hizmet etmek ve her yönüyle kalkınmasını sağlamak olmalıdır. Bunun en iyi yolu da, yasalar hariç, keyfi estiği ve işine gelmediği zaman attığın adımları
durduracak bir sistemin içerisinde yer almamaktır. Bir gün gelecek
söylediklerimin ne kadar doğru olduğu, eninde sonunda anlaşılacaktır. Ben ya görürüm ya görmem ama bu yazımı, ilgili herkesin
bir kenara not etmesini özelikle rica ediyorum. Ülkemizin neresinde
olursa olsun, kendi tüzükleriyle kendi ayaklarının üzerinde durabilen bağımsız housekeeping dernekleri açılmalı, bulunduğu yörelerde amacına uygun çalışmaları bağımsız olarak yapabilmeli, temsil
gücü çoğalmalı ve yükselmelidir. Gerekli şartlar oluştuğu takdirde,
ivme kazanmak ve daha verimli olabilmek için federasyon çatısı altında toplanıp, güçlerine güç katmalıdırlar.
Meslek kuruluşları, insanların tek tek yapamadıklarını beraber yapmasıdır. Yani birlikteliği, gönüllülüğü ve dayanışmayı temsil eder.
Meslek odaları, sendikalar, vakıflar ve hemşeri dernekleri sivil toplumları oluşturur. Bir ülkede demokrasinin ve ekonominin gelişmesinde sivil toplum örgütleri ne kadar etkiliyse aktif vatandaşlık
anlayışı da bir o kadar güçlenir. Sivil toplumun, demokratik bir toplum yaratılmasında, devlet-toplum, birey ilişkilerinin demokratik bir
şekilde düzenlenmesinde önemli bir rol oynadığı da kesindir.
Özellikle meslek örgütü dernekleri, aktifliği sağlar içe dönük yaşantımızı dışsallaştırır. İnsanların arta kalan vakitlerini randımanlı
ve yararlı bir şekilde geçirmesini sağlar ve topluma yararlı bireyler
kazandırır. Sivil toplum örgütlerinde maddi çıkar kesinlikle söz konusu değildir. Mensubu olduğu meslek kuruluşunun, gelişmesine,
kalkınmasına katkı sağlar ve sorumluluk duygusunu geliştirir.
Güven ilişkisine dayanan sivil toplum kuruluşlarında maddi-manevi
lafı olmaz, olmamalıdır. Sivil toplum aktif ve sorumlu vatandaşlığın
yaşama geçtiği alandır. Gönüllülük temeline dayanan sivil toplum
kuruluşları, aynı zamanda bireysellikten toplumsallığa geçiş anlamı taşır. Bu anlamda dernekçilikle ilgilenen ilgili herkesin dernekçiliği, hizmet ettiği yeri çok iyi araştırması ve bilmesi çok önemlidir.
Meslek örgütlerinin kurduğu derneklerin başarılı olmasındaki en
önemli yol, kime, neye, nereye hizmet ettiğini bilmektir.
Saygı değer okuyucularımız ve kıymetli dostlarım. Yoğunluğun nedeniyle köşe yazılarımıza kısa bir süreliğine ara vermiştim. Bu günden itibaren kamuoyunu ilgilendiren her konuda yazılarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz.
22
DERNEK�ALANYA.indd���2
6/12/14���7:01�PM