EXECUTIVE HOUSEKEEPER MAGAZINE EXECUTIVE HOUSEKEEPER MAGAZINE | Page 104

görüş “HALKIN HİZMETKÂRI OLMAK…” ŞABAN ALİ YAŞAROĞLU Otoman Imperial Hotel & Otoman Park Hotel Turizm Eğitim Danışmanı HAZİRAN EXECUTIVE HOUSEKEEPER 2014 Çok partili hayata girişimizden bu yana, halkın hizmetine girmiş nice siyaset adamlarını gördük. İyisini de gördük, kötüsünü de görmüş olduk. Ama bir ülkede huzur ve geleceğe güven yoksa biliniz ki, orada iyi siyaset ve devlet adamları yok demektir. Siyasette doğru ve düzgün insanı bulmak ve seçmek kolay değildir. Çünkü bu süreçte seçmenlerin bilgi ve bilinç düzeyleri önem taşır. Hele geri kalmış ülkelerin aydın aymazları toplumları aydınlatmayı görev edinmezlerse, şarlatan siyasetçiler tarafından halk aldatılmış olur. Bu tür şarlatan siyasetçiler, halkın gözdesi olmaya niçin can atarlar? Halkın başına geçip zorbalık ve soygun yapıp “köşeyi dönmek” için. Eğer böyle bir ülkede; gerçek aydın muhalefeti yüreğinde taşıyan, adaletsizliklere ve soygunlara karşı halkın yanında yer alan yurtsever aydınlar yoksa o ülkeye etap etap karanlık çöküyor demektir. Hele hele, böyle bir ülkenin seçmenleri kimselerin esiri olup, tanrının kendilerine verdiği beyinleri ile düşünmeyip sorgulamıyor, özgürce kararlarını veremiyor ve hisleriyle hareket ediyorlarsa o ülke batıyor demektir. Böyle bir ülkede demokrasiyi geliştiremez, huzur ve güveni sağlayamazsınız. Aslında Cumhuriyetin ilanıyla yeni bir çağa girmiştik. Yeni nesili bu çağın kültürü ile yetiştirmek zorundaydık. Çünkü ölümsüz büyük önder ATATÜRK bize; “Yeni toplum, yeni devlet ve aralıksız devrimler”i hedef göstermişti. Böylesi çağdaş bir hedefi, özellikle son elli yılda alelade politikacıların elinde hedefinden saptırdık. Politika zor bir sanattır. Seçilirken halka verdiğiniz sözleri ve vaad ettiklerini yerine getirme sorumluluğunuz vardır. Çünkü politikada halkın affı yoktur. Politikaya atılan kimselerin her şeyden önce tıpkı bir oyuna girer gibi önce oyunun Hz. Ali’nin dediği gibi “Eğer bir ülkede yöneticiler sık sık öfkelerine hâkim olamayıp, saldırgan ve kontrolsuz konuşmalar yapıyorlarsa biliniz ki, ilk yanan kendileri olacaklardır”. Demokrasi ile yönetilen ulusların tarihi bunun örnekleri ile doludur. kurallarını öğrenmeleri gerekir. Anlatmak istediğim; politikaya atılan kimse, bakkal dükkânı açan kimse değildir. Çünkü bu hayata adımını atan her insan, artık üzerine oklar yağdırılacak bir hedef olduğunu bilmelidir. Bu oklar genellikle muhalefetten geldiği gibi, diğer kimselerden de atılabilir. Hüner, her yönden gelenlere de hoşgörü ve dayanma gücünü gösterebilmektir. Bunu başaramayanların siyaset havuzuna girmeleri anlamsızdır. İnsan siyasete zengin olmak istediği için değil, hizmet etmek için girmelidir. Başaramayanların ise mesleklerine geri dönmeleri gerekir. İşte o vakit kimse sizinle ne uğraşır ne de rahatsız eder. Böylesi okların hedefi olmak elbette zevkli bir iş değildir. Ama insan, siyaset hayatına zevk ve sefa için atılmaz. Çünkü siyaset dikenli bir yokuştur. Siyasetin kurallarını bozanlar tekrar seçmenlerin karşısına çıkıp kendilerinden oy