ESPOR YÜKSELİŞİ ESPOR'UN YÜKSELİŞİ | Page 33

bulabiliyorduk. Bilgisayar başında asla ve asla takım menajerimiz herhangi bir atıştırmalık, abur cubur tarzında besinler tüketmemize izin vermiyordu ki doğru olan da buydu. Biz devamlı olarak bilgisayar başında olduğumuz için hastalık tehdidine yakalanmamız daha fazlaydı. Sadece bilgisayar başında bu oyun sürecinde su tüketiyorduk. Takım antrenmanlarımız bittikten sonra akşam yemeği için hepimiz tekrardan toplanıp akşam yemeğimizi yiyorduk. Takım sahibimiz bizim için özel aşçıya kadar tutmuştu ve sağlıklı besinler tüketiyorduk. Akşam yemeğimizi yedikten sonra yine bir spor faslımız vardı. Yemeklerimiz bittikten sonra birlikte tekrar yürüyüşe çıkıyorduk ve birbirimizle muhabbet ediyorduk. Arkadaş ortamını gerçekten yansıttığı için tüm takım arkadaşlarım birer abi / kardeş durumuna gelmişti. Yürüyüşümüz bittikten sonra oyun evimize dönüp tekrar bireysel olarak antrenmanlarına devam etmek isteyen kişisel devam ediyor, yorulan kişisel ise kendilerine vakit ayırıp dizi, film, müzik gibi etkinliklere yöneliyordu. Ama ben takımın çaylağı olarak devamlı olarak çalışıyordum ve bir süre sonra takım arkadaşlarından tarafından uyarıldım. Bu kadar çok kendimi kaptırmamam gerektiğini ve onlara yetişmek için çabamı gördüklerini söylediler. Bu beni biraz da olsa rahatlatmıştı ve gereken performansı gerek takım antrenmanlarında gerek ise turnuvalarda gösterdiğim için biraz daha rahat hissediyordum. Sezonun sonuna gelirken bunca uğraş ve emek sonucunda çeyrek finale çıkmaya hak kazanmıştık. Çeyrek final ise stagelerde yani onbinlerce kişinin önünde ve canlı yayın platformlarından da yüzbinlerce kişinin izlediği bir yerdi. Daha ilk sene çaylak olarak başladığım ve amatör olarak girdiğim takımda çeyrek finale kadar yükselmiştik. Bu benim için müthiş bir başarıydı ve bu tecrübeyi yaşadığım için çok mutluydum. Çeyrek final günü çok yaklaşmıştı ve ben daha 1 hafta varken uykularım kaçmaya başlıyordu. Bu başarımı ailemle paylaştığım zaman çok mutlu oldular ve başarımı takdir ettiklerini gördüğümde emeklerimin boşa gitmediğini anladım. Gün geçtikçe beni saran heyecan ve duygu durumu değişimlerimin oyunumu etkilediğinin farkına vardım ve bunu menajerimiz olan kişiye ilettiğimde bana her türlü psikolojik desteğin sağlandığını gördüm. Çeyrek final günü gelip çattığında heyecandan ölecek gibiydim ve o sahnede kaç bin kişinin önünde oynayacağımı bile bilmiyordum. Takımı sahneye tek tek çağırmaya başladılar ve ismim söylendiğinde inanılmaz bir alkış alarak sahneye çıktım. İlk sene çaylak olarak katıldığım takım sahne tecrübesini benimle birlikte yaşıyordu ve beni birçok kişinin desteklediğini gördüm. Bu beni çok heyecanlandırdı ve üzerime bir sorumluluk bindiğini hissettim. Tüm çevresel etkenleri