Ermenistan Rehberi
İllâki… Bu sıra dışı, dâhi ve tabu
kırıcı sanatçının evine gidin,
kendisi için yaptırılan ama ömrü
vefa etmediği için bir gece dahî
geçiremediği müze-evi görün.
Tepeli Erivan’ın tepelerinden
birinde nispeten münzevi mekân,
bizim memlekette çok az bilinen
ama dünyaya mâl olmuş
Paracanyan nam-ı diğer
Paracanov’u (1924-1990)
keşfetmenize önayak olabilir.
Bir Gününüzü Paracanov Müzesinde Geçirin
Cengiz AKTAR, Akademisyen
İllâki… Bu sıra dışı, dâhi ve tabu kırıcı sanatçının evi-
ne gidin, kendisi için yaptırılan ama ömrü vefa etme-
diği için bir gece dahî geçiremediği müze-evi görün.
Tepeli Erivan’ın tepelerinden birinde nispeten mün-
zevi mekân, bizim memlekette çok az bilinen ama
dünyaya mâl olmuş Paracanyan nam-ı diğer Para-
canov’u (1924-1990) keşfetmenize önayak olabilir.
Müze-ev resmen 1991’de açıldı. Dzoragiugh Etnog-
rafi Merkezi ve Paracanov’un evi olmak üzere iki
binadan oluşur. Daha önce Museum of Armenian
Folk Art’ta sergilenmiş 600 civarı sanat eserinin üze-
rine Paracanov’un Tiflis’teki evindeki eşyalar, daha
çok hapishanede yazdığı hiç yayımlanmamış senar-
yolar, librettolar, Lilia Brik, Andrei Tarkovsky, Yuri
Nikulin ve döneminin önde gelen kültür insanlarıyla
yazışmalar, doküman ve fotoğraflar, filmler, kolajlar,
çizimler, bebekler, şapkalar ve enstalasyonlar olmak
üzere yaklaşık 1.400 işi barındırır. Ziyaret edilen bö-
lümler haricinde depolarda sayısız eser mevcuttur.
Üstad hakkında biraz bilgi vereyim. Sovyet Dönemi
Gürcistanının Tiflis şehrinde mukim Ermeni bir ai-
lenin çocuğudur. Stalin döneminde 1943-1945 Tif-
lis Konservatuarı’nda eğitim alır. Eğitimine 1945’te
Moskova’ya giderek dünyanın en saygın sinema
okullarından VGIK’de devam eder.
68
Igor Savchenko ve Alexander Dovzhenko’nun öğrenci-
si olur. VGIK’den günümüze ulaşan ilk filmi Andriesh
1952’deki mezuniyet tezidir.
Üstad sadece yönetmen değil her sanata el atmış çok
yönlü bir sanatçıdır. Müzede göreceğiniz mozaik, sulu-
boya, yağlıboya, mürekkeple çizim, kolaj, asamblaj ve
minyatür bebek heykelleri sizi şaşırtmasın.
Sanatçının üretimini yaşadığı talihsiz dönemden ayırmak
mümkün değildir. Stalin ve sonrası Sovyetler, tektip sa-
natın hâkim olduğu, en ufak farklılığın ortodoks çizgiden
sapma olarak değerlendirildiği ve sanatçıların cezalandı-
rıldığı bir dünyaydı. Ama diğer taraftan milliyetçiliğin de
pek para etmediği bir dünyaydı. Nitekim Paracanov tipik
bir ulus-ötesi kişiliktir. Kendi ifadesiyle: “Herkes benim
üç anavatanım olduğunu biliyor. Gürcistan’da doğdum,
Ukrayna’da çalıştım ve Ermenistan’da öleceğim”.
Paracanov 1974-1977 arasını korkunç şartlarda hapis-
te geçirir. Hapishane ortamında eline geçen ne varsa
mendil, şişe kapağı, kuru çiçek eserler üretir. Ne var ki
bu dönem aynı zamanda sağlığının kalıcı bir şekilde bo-
zulmasına önayak oldu denir.
Paracanov Batılı sanatçı ve aydınların Brejnev nezdinde-
ki girişimleri sonucunda serbest kalır. 1978-1989 yılları
arasında üç boyutlu kolajlara ağırlık verir.