ERMENISTAN REHBERI E-KITAP ERMENİSTAN REHBERİ | Page 115

Ermenistan Rehberi Türkiyeli bir Ermeni için ise bu yürüyüşler elbette bu bahsettiklerimden daha fazlasını içerecek. Çünkü ilk olarak Türkiye’de kamusal hayattan silinmiş bir dili doyasıya yaşayacak, ziyaretçi. Ya da yerleşmeye niyetli olan. (Son yıllarda Ermenistan’a yerleşmeyi aklından geçiren Türkiyeli Ermenilerin sayısında bir artış var, bu artık bir sır değil) Doğup büyüdüğü, yurdu olan topraklarda kamusal hayattan silinen bir dil ile yaşamanın Türkiyeli bir Ermeniye hissettirdikleri kolay kolay tarif edilemez. Dolayısıyla Ermenistan’a geldiğinde hem kendi top- rağında nasıl bir sıkışmışlık içinde yaşadığını anlar insan, hem de anadili ile birlikte yaşamanın ne kadar doyumsuz ve insanı sağaltan, onu iyi eden bir his olduğunu. Dolayısıyla önerim, Yerevan’dan tek başınıza ya da böyle konularda iyi anlaştığınız biriyle sokağa çıkın ve kaybolun. Size iyi gelecektir. Yerevan yakınları da anılmaya değer elbette. Kısa bir araba yolculuğu ile ulaşılabilecek Sevan Gölü kıyıları, yol üzerindeki çeşitli dinlenme mekanları anılmalı. Bahsi geçmişken Ağveran’ı hatırlamamak olmaz. Yemyeşil bir yükseltide yer alan Ağveran’da Ağus- tos ayında bile akşamları polar bir montla oturmak mümkün. Ve gerekli. Ancak gündüzleri de bir o ka- dar ılık bir hava var. Bir toplantı için kaldığımız otel- deki misafirperverliği ise unutmak mümkün değil. Gecenin bir vakti, otelin bize ayırdığı şarap istih- kakı tükenmişken, 40 kişilik grubun içinde Tür- kiyeli Ermeniler de bulunduğunu keşfeden gece görevlisinin kendisi için elleriyle yaptığı ve sakla- dığı şarabı bulup getirmesi ve bize ikram etmesi, bizimle oturup şarkılar söylemesi, nasıl unutulur? Bu yazıyı yine Yerevan dışı ile bitirmek isterim. Elbette ki gerek pagan dönemden gerekse Hris- tiyanlık döneminden kalan kiliseler, mabetler çok değerli, mutlaka gidilip görülmeli. Ancak Yerevan dışına çıkılacak uzun bir yolculuk da size Erme- nistan hakkında çok şeyler anlatacak. Yemyeşil dağlar arasından kıvrıla kıvrıla, bir ine bir çıka yapılan bu yolculukta doğayla içiçe yaşayan kü- çük kendi halinde kentler, köyler göreceksiniz. Bunlardan Dilican bilhassa bahse değer. Aynı zamanda da bir eğitim kenti diyebiliriz Dilican için. Dünyaya yeni yeni açılan okulları sayesinde hem Türkiye’den hem de dünyanın her yerinden her milletten ziyaretçi ağırlamakta bu güzel kent. Ve bir de yol üzerinde Sovyet Dönemi’nden kal- ma kısmen terkedilmiş devasa fabrikalar. Mimari ve endüstriyel açıdan bir dönemin tanığı olan bu devasa yapılar hele ki “retro” merakı olanların ilgisini hayli çekecektir. Dolayısıyla az önce söy- lediğimi belki düzeltmek gerek. Sadece Yere- van’da değil, Ermenistan’da da kaybolun. 115