Entertech Dergi - Sayı 1 Entertech Dergi - Sayı 1 | Page 43
Son dönemde Tübitak’tan
destek aldığınız projeleriniz-
den bahseder misiniz?
Cengiz Yılmaztürk: İlk projemiz
Elyaf Uzunluk Test Cihazı adı al-
tında çok inovatif bir cihaz. Farklı
tekniklerle yapılan bir işlemi lazer
sensörleri kullanarak gerçekleş-
tiren bir sistem. Bu proje Tübitak
tarafından gelen hakem heyeti
tarafından da önemli destek ve
ilgi gördü. İkinci cihazımız ise İp-
lik Kıvrım Test Cihazı. Dünyada
manuel olarak 4 saatte tamam-
lanan bir test bu. Diğer bir fir-
manın cihazı bunu 48 dakikada
gerçekleştiriyor. Tek istasyon ve
30 iplik sistemi ile yapıyorlar. Biz
ise 29 dakikada ve 3 istasyonla
yapıyoruz. İnovatif bir yaklaşım-
la hakemlerin karşısına çıkınca
bu projemiz de kabul edildi.
Üniversitelerde iletişime
geçtiğiniz ve birlikte çalış-
tığınız öğretim üyeleri ile
nasıl bir iletişiminiz var?
Üniversite-sanayi işbirliğin-
den beklentileriniz nelerdir?
Seval Yılmaztürk: Sanayi ve
üniversite işbirliği bizim gibi
KOBİ’ler için son derece önemli.
Akademik anlamda da bize ve
çalışmalarımıza değer katıyorlar.
Sanayici iş fikrini geliştirirken ya
da Ar-Ge boyutunda çok emek-
ler sarfediliyor ama bu akademik
anlamdaki tecrübelerle birleştiği
zaman ortaya çok güzel işler çı-
kıyor. İnovasyon çalışmalarında
bazı yenilikleri hayata geçirmek,
küresel ölçekte teknolojileri takip
etmekle mümkün oluyor. Bunla-
rı çıktığımız fuarlarda, ülkelerde
görüyoruz. Bu fikirlerimizi hoca-
larımızla konuşarak hayata ge-
çiriyoruz. Şimdi TTO ile başladı-
ğımız projede, yer olarak, birçok
alanda imkanlar sağlandı. Bunu
daha kolay hayata geçirmemizi
sağlıyorlar.
Şuanda üzerinde çalıştığınız
gelecek dönem projeleriniz
nelerdir?
Cengiz Yılmaztürk: Şu anda İs-
tanbul Üniversitesi Entertech
TTO ile birlikte oluşturduğumuz
Ar-Ge ofisiyle ileriye dönük tek-
nolojik projeler üzerine çalışıyo-
ruz. Gerek yazılımlar, gerekse si-
mülasyonlar ve pratik denemeler
alanında çalışacağız. Teknokent
için hazırlanan proje üretim hat-
larında önemli bir eksiği gidere-
cek aslında. Şu anda tamamen
uluslararası pazardan alınan in-
san-makine arayüzü, giriş-çıkış
birimlerini tek makinede toplaya-
cak bir sistem üzerinde çalışıyo-
ruz. Şu anda birçok marka sektö-
re hakim.Tamamen tasarımı bize
ait olan ve bunu yerleştireceği-
miz, sanayide özelleştirilebilecek
bir kontrol sistemi ve yazılımı üre-
teceğiz. Ulusal bir sistem olmuş
olacak ve ihraç da edilebilecek.
Sanayicilere gidip soracağız, ne-
ler beklediklerini öğreneceğiz.
Şimdi elde edilen prototiplerle
gelen geri bildirimleri değerlen-
diriyor ve yeni iş fikirleri gelişti-
riyoruz. Mevcut ürünleri de iyi-
leştiriyoruz. Dokümantasyon bu
aşamada büyük önem kazandı.
Firmamızda daha önce 2 bo- yutludan 3 boyutluya yönelik bir
tasarım süreci varken bu proje-
ler sayesinde 3’ten 2’ye doğru ve
yazılım odaklı bir sisteme dön-
dük. Bunun yanında 3D yazıcı
teknolojisini şirkete kazandırdık.
dar tüm Ar-Ge projelerimizi ken-
di bünyemizde yapıyorduk. İlk
girişimlerimizde tüm süreçleri
kendi imkanlarımızla çalışmıştık.
Bu tür durumlarda her zaman
daha küçük projelerle uğraşıyor-
sunuz. Çünkü desteğiniz yok. Ne
zaman destek almaya başladık,
bunlar artık bizim ürün gamımı-
zı çok daha yukarıya taşıdı. Ör-
neğin 5.000 Euro civarında olan
gamınız, birden 100.000 Euroya
kadar çıkabiliyor. Bu hem ülkeye
ürün girişini engelliyor, ihracat
sağlıyor, hem de teknolojinizin
sürekli ilerlemesini sağlıyor. Ör-
neğin kendi başımıza Ar-Ge ya- parken bir tekstil mühendisimiz,
bir de yazılımcımız vardı. Şimdi
ise 4 yazılımcı bilgisayar mü-
hendisi, 1 elektronik mühendisi,
1 kimyamühendisi, 2 danışman
hocamız var. Farklı üniversite-
lerden hocalarımız da destek
veriyorlar. Çünkü karşılarında
ciddi Ar-Ge çalışmaları yapan bir
firma var artık. İletişim devreye
giriyor, daha kısa sürede çözüme
ulaşıyoruz. Biz bunları yaparken
kendi projelerime de devam et-
tik. 170’in üzerinde kendi portfö-
yümüzde cihaz var. İhracat yap-
madığımız birkaç ülke kaldı. Her
yerle çalışıyoruz.
Cengiz Yılmaztürk: Bugüne ka-
41