Entertech Dergi - Sayı 1 Entertech Dergi - Sayı 1 | Page 29
kullanılarak
tespitlendirme
çalışmaları geliştiriliyor. Aynı
zamanda dünyada en sık
kullanılan yöntem olması iti-
bariyle de geçerliliği birçok
kez test ediliyor. Son yıllarda
ise aynı amaçla DNA üzerin-
de çok az yer kaplayan tek
nükleotid polimorfizmi SNP
(Single Nucleotide Polymor-
hism) ve InDel polimorfizmi
gibi farklı DNA polimorfizm
araştırmaları yapılıyor. Yeni
nesil genetik varyasyonlar
olarak adlandırılan InDel po-
limorfizmi, kimliklendirmede
STR ve SNP lokuslarıyla bir-
likte kullanılarak daha başa-
rılı sonuçlar elde edilebiliyor.
InDel lokusları DNA üzerinde
çok az yer kapladıkları için
özellikle az miktarda ve aşırı
derecede bozulmuş biyolojik
örneklerde başarılı sonuçlar alınabiliyor. Bu proje kapsa-
mında geliştirilecek olan 35-
40 InDel lokusundan oluşan
panel ile tek başına, başka
sistemlere gerek kalmadan
olay yerinden ele geçen ve
kime ait olduğu bilinmeyen
örneklerin kimliklendirilmesi
ve önemli bir diğer konu olan
annelik/babalık ve akrabalık
ilişkilerinin tayini mümkün
olabilecektir.
madde sayesinde korumaya
alarak kesmeyen bakteriler,
insan DNA’sını salgıladıkları
o maddeler ile kesebiliyorlar.
Durum itibariyle de aslında
insan DNA’sında bozulmaya
yol açıyorlar. Adli Tıp alanın-
daki araştırmacılar ise, çoğu
zaman bozulmuş, parçalan-
mış ya da kırılmış DNA örnek-
leriyle karşı karşıya kalıyor.
“Karşılaşılan tüm olumsuz-
luklara rağmen, maksimum
performans elde etmeye ça-
lışıyoruz. Projemizinde üze-
rinde çalıştığı mini InDel’ler
ile de aslında bu maksimum performansı daha kolay elde
edeceğimizi düşünüyoruz.”
açıklamasını yapan Filoğlu,
DNA kırıklara uğramışşa dahi
bundan en az etkileneceği-
ni belirtiyor. Gönül Filoğlu ve
ekibi, adli birimlerde uzun
yıllar çalışmalarının sonucu
elde ettikleri tecrübeleri ile
de yurt dışından temin edilen
STR ya da SNP kitlerinin yanı
sıra üzerinde çalışacakları In-
Del kitleri ile daha az masraf-
la ve daha sağlıklı sonuçlar
ile çalışmalarını yapacakları
yönünde inançlarını belirti-
yorlar.
“Kendi imkanlarımızı
yaratmak istiyoruz”
Dünyada ve Türkiye’de rutin
hizmet veren adli laboratu-
varlarda kimliklendirme ama-
cıyla STR lokusları kullanı-
lıyor. Biyolojik materyallerin
(Saç, kıl, parmak izi, tükürük
vb.) sunduğu DNA profille-
ri ortaya çıkarılabiliyor. Olay
yerlerinde ise bu aranan bi-
yolojik materyaller, araştırma
açısından yeterli olanaklarda
olmayabiliyor. Araştırma açı-
sından en büyük handikap,
örneklerin her zaman taze
olmadığı yönünde oluyor.
Olayın üstünden geçen za-
man ve özellikle de hava ko-
şulları DNA’yı büyük oran-
da etkiliyor. Rutubet, hava
sıcaklıkları, küflenme ya da
ortamdaki diğer kimyasallar
ile etkileşimi sonucu isteni-
len sonuçlar elde edilemiyor.
Küflenme olarak adlandırılan
bakteriyel
kontaminasyon
durumu insan materyalleri
için de özdeşletiriliyor. İnsan
materyalinin bulunduğu or-
tamdaki hava sirkülasyonu
eğer iyi değilse; ortamdaki
diğer canlı bakteriler kendi
yaşamlarını sürdürebilmek
için hemen bir konağa ihtiyaç
duyarlar. Bakteriler oraya yer-
leşir ve ardından küflendirir-
ler. En önemli kıstas ise kendi
DNA’larını salgıladıkları bir
27