Emeğin Sanatı 159. Sayı
dolu emekçi halklarımızın, Dersim’in, Erzurum’un, Mezopotamya’nın emekçilerini konu ediyordu
resimlerinde. Bu yüzden hiçbir ansiklopedide, resim ve plastik sanatlarla ilgili yayınlarda ne
Memedoğlu’ndan ne de Yenidal Resim Grubu’ndan asla ve bilinçle söz edilmemektedir.
Sınırlı ve kısıtlı imkânlarımızla Memedoğlu’na Sosyalist Gerçekçi ve Devrimci sanat anlayışına
sahiplenmeliydik. Mücadelesini belgeleyerek gelecek kuşaklara aktarmalıydık. Fakat ilerici,
demokrat, devrimci, sosyalist ve komünist cenahımızın “Bilim-Politika-Felsefe-Tarih-SosyolojiSanat-Kültür-Estetik-Etik Bütünselliği” gibi konularda çok büyük eksiklikleri vardı. Bu ilkeselliği
bilince taşıyacak, Komünist Ressamlarımıza, Sanatçılarımıza ve onların eserlerine sahiplenecek
Kurum ve Araç’larımız henüz hayatta tümüyle yerini alamamıştı.
Yüz yılı aşkın sınıf mücadelesi tarihimizle organik ilişkili, ayrıca Devrimci tarih ve
geleneklerimizin uzantısında, adına layık ne kurumsal merkezi disiplinli donanımlı bir Komünist
Partisi ne ona bağlı Bilim Kurulu, Enstitü ve Akademi geleneklerimiz vardı. Gene ayrıca bu
sürece bağlı adına layık bir arşivimiz de yoktu. Bu durumda, onun eserlerine sahiplenmek,
sergiler açmak, tablolarını bizim insanlarımızın edinmesine çalışmak gibi çabalarımızın dışında
Memedoğlu’na olan görevlerimizden birisini daha gerçekleştirmiş bulunuyoruz.
Koordinatörlüğünü ve kurgusunu Aliye Akdoğan arkadaşımızın yaptığı bir belgesel ile
Memedoğlu’nu bizim insanlarımıza daha ayrıntılı olarak tanıtmış oluyoruz. Memedoğlu Belgeseli
Kolektifimiz’in, Sanat Cephesi Dergimiz çalışanlarının kolektif çabalarıyla, bizim insanlarımızın
özverisi ve dayanışmasıyla hazırlanmıştır. Para-pul ile üretilmemiştir. Her türden kariyer
düşkünlüklerine meydan vermeden Memedoğlu nesnel gerçekliği ile anılıp tanıtılmıştır.
Memedoğlu Belgeseli üzerinde üç yıldır çalışmaktayız. Bu süreçte artısı eksisi ile pek çok
zorluklarla karşılaştık. Kolektifimiz ile Sanat Cephesi Dergimiz’in arkasında durduğu ilke ve
amaçlarımızı sömürmeye aday ün düşkünleri de çıkmıştır.
Kolektifimiz’in elindeki Araç’lar da kimi rol ve sorumluluklar üstlenen bazı küçükburjuva unsurlar
çileli ve çok zor bir mücadele sürecinde “cızdım oynamiram” diyerek çabalarımızı “içerden
vurma” yöntemlerine girmiştir. Böylelerinin arasında kolektif üretimin maddî imkânlarına, paraya
el uz