Emeğin Sanatı 159. Sayı
Arjen Arî için oğlu Behra Arî’nin ifadesiyle, “Babam bir şair değil de, şiirin kendisi”ydi…
“Modern Kürt edebiyatında kendine özgü imgeleri olan ender şairlerden biriydi” O; A. Hicri
İzgören’in deyişiyle de…
Arkadaşı, dostu şair Berken Bereh, onun şiirini değerlendirirken; Arjen Arî’nin sesi ve üslubu,
ilk kitabı ‘Ramûsanminveşartin li Geliyekî’den son şiir kitabı ‘Şêrgele’ye kadar hemen hemen
hiç değişmez. O söyleyişte coğrafyasının bütün özellikleri yerini bulmuş ve harmanlanmıştır;
içten, gür, yalın ve en üst perdeden. Şiirini oluşturan kelimeler bir devimcinin sözlüğü gibi
yoğun, anlamlı ve direkt yüreğe seslenenlerden oluşur. Bu da Arjen Arî’nin kendine has ve
halkının folklorik öğelerine olan bağlılığını dile getirir,” diyordu.[7]
Aslı sorulursa “üç damarın kusursuz bileşkesi”ydi O…
“Bir kolu klasik Kürt şiirinin kurucuları ve en önemli temsilcileri Baba Tahirê Uryan, Elî Herirî,
Melaya Cizirî, Ehmedê Xanê, bir kolu dengbej geleneğinin efsanevi ustaları Evdalê
Zeynikê’den Qarapetê Xaço’ya, bir kolu da Qedrican, Cegerxwîn, Osman Sebrî ve Tîrêj gibi
modern Kürt şiirinin temellerini atan Hawar kuşağının birleştiği bir nehirdir Arjen Arî.
Birbirinden beslenen bu üç damarın kusursuz bir bileşkesidir Mamoste Arjen. O hem Modern
Kürt şiirinin en önemli temsilcilerindendir, hem de klasik Kürt şiiri ile modern Kürt şiiri
arasında bir köprüdür. Tek bir yapay sözcük, tek bir gereksiz sözcük yoktur şiirinde. O şiirde,
bilmediğiniz bir sözcük eğer sözlüklerde yoksa bilin ki o sözlük eksiktir. Kürtçe sözcükler hani o bir zamanlar şehirde konuşulduğunda para cezası kesilen köylü sözcükler-, sesler
ahenk içinde rakseder O’nun şiirinde.”[8]
“Açılacak rengarenk/ Gülümseyen bir güneşin ardından, gökkuşağı/ Bahar yüzlü bi sabahtır
umudum/ Işık gülüşlü, kırmızı perçemli gündüz/ Ha doğdu ha doğacak!” derken; hayata ve
doğaya ne kadar tutkunsa, “Ateş düşmüş köküne/ etrafında dönüyor/ ne yapmıştı/ günahı
neydi bu palamut ağacının/ o da benim gibi savaş istemiyordu/ çocuklar/ çiçekler/ yeni
yetme kızlar/ ardımdan boynu bükük kaldılar/ ve gözü yolda// savaş aldı en güzel
hayallerimizi” dizelerindeki insanî haykırışındaki üzere sanatçı duyarlılığını dizelerine olanca
zenginliğiyle yansıtan Arjen Ari’den bize kalan yapıtlar şunlardır:
i) Min Vesartin li Geliyekî, Şiirler, Avesta Yay., (2000.); ii) Ev çiya rûspî ne, Siirler, (2002.); iii)
Destana Kawa, Roman, Elma Yay., (2003.); iv) Eroûtîka, Şiirler, Lis Yay., (2006.); v) Bakûrê
Helbestê/ Antolojiya Helbesta Bakûr (Kuzey Kürdistan Şiirleri Antolojisi) Duhok Yay., (2008.);
vi) Sêrgele, Şiirler, Avesta, (2008.); vii) Çil Çarîn, Wesanên Enstîtuya Kurdî ya Amedê, Şiirler,
(2009.)
Ve de “bir söz ustasını, bir dil emekçisini, bir mısra dizgecisi” diye anılan, geçenlerde
yitirdiğimiz Şêrko Bêkes, Türkçe anlamıyla “Kimsesiz Dağ Aslanı”…[9]