EMEGIN SANATI | Page 22

Emeğin Sanatı 159. Sayı Roj baş Hasankeyf Çeyizsiz çıplak kız Verir misin koynunda yatanı Yaralı Keldani çıkar mı mağarasından Sağalır mı yarası Nasturi'lerin İner mi gökten İsa'mız Gelir mi asırlar süren talanın sonu Durur mu binlerce yıldır akan kan Tekrar yere atar mı asasını Musa'mız. Roj baş Mezopotamya'da sır dolu hayat Savaşlardan ve insanlardan arta kalan Hasuni İnsanın kılavuzu şeytan olunca Altı olur İslam’ın şartı İnancın aklı karışır İçi dolu başaklar kaldırır yerden başını Şeyh'in yakasına yapışır. Roj baş Kin ve nefretle karılmış ulu diyar Dağdan kan damlıyor vampirin bardağına Her sabah ve her akşam yüzüm güneşe dönük Telli Turna, Allı Turna Arzu, umut, hayal kırıklığı ve şahitlik Melek ve Tavus Irmakların haykırdığı var oluşun hüzünlü sesi Varlığı inkâr gelinemez ki gülün Reyhan dalında ağıdı sulanan Tek gerçek ve tek hakikat Asırlarca acı ve ölüm. Roj baş Kekê Roj baş kardeşimiz keder Roj baş çocukların şairi Ehmedê Xani Şiirdeki yılan ne zaman balık olur Ne zaman gelin olur Fırat adlı kız kardeş Roj baş Bêrîvan Çiğdeme türkü yakan serçe kuşu Susar mı tavus kuşunun ağıdı Gün gelir mutluluğa akar mı Dicle Söner mi ocak yakan kör kandil Dolar mı avucuna sevincin gözyaşı Ben gelince veya ben gidince. AHMET TAHSİN ÇINAR