ellerimizle sayı 3 SAYI 3 | Page 38

Öğrenme süreci, bebek henüz anne karnındayken duyu bütünlemeyle başlar ve doğumdan sonraki süreçte, duyusal gelişimle birlikte devam eder. Bebek için artık çok daha heyecan verici ve karmaşık bir öğrenme süreci başlamıştır. Uyaranların hepsinin dozu giderek artmaktadır ve değişen bu yeni duruma vücudunun adapte olması gerekmektedir. Göz teması, mutluluğu ifade etme, sesin yönüne bakma, yakınlarını tanıma ve tepki verme, seslere ses çıkararak karşılık verme gibi sosyal alanlarda ve nesne takip etme ve düştüğü yere bakma, oyuncak tutup sallama, başını tutma alanlarında aslında öğrenme süreci hızla devam eder. Ya Yaklaşık 6 ay süren bu aşamayı artık daha gelişmiş motor aktiviteler (dönme, oturma, sürünme gibi), sosyal ve psikolojik farkındalıklar takip eder. 2 yaş ile birlikte çocuklar artık sembolik oyunları (evcilik gibi) deneyimlemeye başlar. Bu süreçle birlikte oynanan oyun ve öğrenme arasında karşılıklı bir ilişki oluşur. Bloklar, 3 boyutlu denge oyunu, ahşap parçalar, tangram ve lego oyunları çocukları kendi başına hareket etmeye zorlar. Yine bu oyunların parça yapıları geometrik şekillerden oluştuğu için geometri temeli de (kare, üçgen gibi) almış olurlar. Önemli olan nokta, oyunda çocuk ümitsizliğe sü sürüklenmemelidir. Çocuk oyunu oynarken aynı zamanda tecrübe kazanır. Parçaları tanır, renkleri ve şekilleri algılar. Mutlaka her oyunun bir kuralı olmalıdır. Kuralın anlaşılır olması oyunu çekici hale getirir. Ön planda oyunu öğretenin değil çocuğun olmasında fayda vardır. Beş yaş ve sonrasında, çocuklarla biraz daha okula hazırlayıcı ve motive edici oyunlar oynanabilir. Küçük yarışmalar gerektiren (eşleştirme, odaklanma, desen oyunları gibi) oyunlar zamanı etkili kullanma ve seçici dikkat konusunda daha hızlı gelişmelerini sağlamaktadır. Sosyal olarak grup çalışmalarına katılmaları ve ince motor becerilerine yönelik çalışmalar (makasla kesme, süzgeçten geçirilen renkli şönillerden desen oluşturma gibi) çocuların okul dönemini olgun bir kişilikle karşılamalarına yardımcı olmaktadır. dön Yüz yüze olmak, süreç, gelişim ve eylem oyundaki anahtar kavramlardır. Haftanın bir ya da birkaç akşamı aile oyun ve aktivite zamanı olarak gerçekleştirilen zamanlarda kuklaları kullanarak bir hikaye anlatılabilir. Buradaki amaç, ailedeki sorunların bir hikaye aracılığıyla anlatılması da olabilir. Çocuklarla kukla yöntemi kullanarak, gördükleri kabuslar canlandırılabilir. Böylece çocuk gerçek hayatta neler ol olduğunu konuşabilmek için kendini güvende hisseder. Çocuğun model olan oyuncakla pozitif ilişki kurduğu durumda öğrenmesini istediğiniz bir davranışı oyuncak hayvan figürü oynayabilir. Örneğin, utangaç olan bir çocuk utangaç bir kuklayı gözlemleyebilir. Kumla oynanan oyunlarla, çocuğa kendi sosyal gerçekliğini ve iç dünyasını yansıtabileceği ve onarabileceği bir ‘kumdan dünya’ yaratma olanağı verilir. Çocuklar nasıl ki boya kalemleri ile bir kağıda çizmiş olduğu figürlerle bilinçaltı yansımalarını aktarabiliyorsa, kum üzerine yansıtabilir ve bir hikaye oluşturması istenebilir. Sonuç olarak, deneyimsel bir oyun içinde oyuncak hiçbir zaman sadece oyuncak değildir veya rol hiçbir zaman sadece rol değildir. Oyuncak ve rol çocuğun kendi deneyimine verdiği anlamı ifade etmek için kullandığı bir araçtır. En önemlisi de oyunu yönlendirenin çocuk olmasıdır. Kardeş kıskançlığı yaşayan bir çocuğun oyuncak bir bebeğin saçını çekmesi gözlemlenebilir. Gerçek hayatta yapamadığını, oyun sırasında gerçekleştirerek üzüntü, kırıklık, aşağılık duygusu gibi olum- ge suz duygulardan kurtulmayı öğrenebilir. Kum, hamur ve çamur gibi yaratıcılık oyunlarında hayal gücünü geliştirir. Yıkıcı-yapıcı oyunlarla, bütün-parça ilişkilerini öğrenirken analiz-sentez becerileri kazanır. Hayali oyunlarla kendisini başkasının yerine koyarak gizli duygu ve düşüncelerini açığa vurabilir. Gerçek hayatta yapamadığını, oyun sırasında gerçekleştirerek üzüntü, kırıklık, aşağılık duygusu gibi olumsuz duygulardan kurtulmayı öğrenir.