Öğrenme süreci, bebek henüz anne karnındayken duyu bütünlemeyle başlar ve doğumdan sonraki süreçte, duyusal gelişimle
birlikte devam eder. Bebek için artık çok daha heyecan verici ve karmaşık bir öğrenme süreci başlamıştır. Uyaranların hepsinin
dozu giderek artmaktadır ve değişen bu yeni duruma vücudunun adapte olması gerekmektedir. Göz teması, mutluluğu ifade
etme, sesin yönüne bakma, yakınlarını tanıma ve tepki verme, seslere ses çıkararak karşılık verme gibi sosyal alanlarda ve nesne
takip etme ve düştüğü yere bakma, oyuncak tutup sallama, başını tutma alanlarında aslında öğrenme süreci hızla devam eder.
Ya
Yaklaşık 6 ay süren bu aşamayı artık daha gelişmiş motor aktiviteler (dönme, oturma, sürünme gibi), sosyal ve psikolojik
farkındalıklar takip eder.
2 yaş ile birlikte çocuklar artık sembolik oyunları (evcilik gibi)
deneyimlemeye başlar. Bu süreçle birlikte oynanan oyun ve öğrenme
arasında karşılıklı bir ilişki oluşur. Bloklar, 3 boyutlu denge oyunu,
ahşap parçalar, tangram ve lego oyunları çocukları kendi başına
hareket etmeye zorlar. Yine bu oyunların parça yapıları geometrik
şekillerden oluştuğu için geometri temeli de (kare, üçgen gibi) almış
olurlar. Önemli olan nokta, oyunda çocuk ümitsizliğe
sü
sürüklenmemelidir. Çocuk oyunu oynarken aynı zamanda tecrübe
kazanır. Parçaları tanır, renkleri ve şekilleri algılar. Mutlaka her
oyunun bir kuralı olmalıdır. Kuralın anlaşılır olması oyunu çekici hale
getirir. Ön planda oyunu öğretenin değil çocuğun olmasında fayda
vardır.
Beş yaş ve sonrasında, çocuklarla biraz daha okula hazırlayıcı ve
motive edici oyunlar oynanabilir. Küçük yarışmalar gerektiren
(eşleştirme, odaklanma, desen oyunları gibi) oyunlar zamanı etkili
kullanma ve seçici dikkat konusunda daha hızlı gelişmelerini
sağlamaktadır. Sosyal olarak grup çalışmalarına katılmaları ve ince
motor becerilerine yönelik çalışmalar (makasla kesme, süzgeçten
geçirilen renkli şönillerden desen oluşturma gibi) çocuların okul
dönemini
olgun bir kişilikle karşılamalarına yardımcı olmaktadır.
dön
Yüz yüze olmak, süreç, gelişim ve eylem oyundaki anahtar
kavramlardır. Haftanın bir ya da birkaç akşamı aile oyun ve
aktivite zamanı olarak gerçekleştirilen zamanlarda kuklaları
kullanarak bir hikaye anlatılabilir. Buradaki amaç, ailedeki
sorunların bir hikaye aracılığıyla anlatılması da olabilir.
Çocuklarla kukla yöntemi kullanarak, gördükleri kabuslar
canlandırılabilir. Böylece çocuk gerçek hayatta neler
ol
olduğunu
konuşabilmek için kendini güvende hisseder.
Çocuğun model olan oyuncakla pozitif ilişki kurduğu
durumda öğrenmesini istediğiniz bir davranışı oyuncak
hayvan figürü oynayabilir. Örneğin, utangaç olan bir çocuk
utangaç bir kuklayı gözlemleyebilir.
Kumla oynanan oyunlarla, çocuğa kendi sosyal gerçekliğini
ve iç dünyasını yansıtabileceği ve onarabileceği bir ‘kumdan
dünya’ yaratma olanağı verilir. Çocuklar nasıl ki boya
kalemleri ile bir kağıda çizmiş olduğu figürlerle bilinçaltı
yansımalarını aktarabiliyorsa, kum üzerine yansıtabilir ve bir
hikaye oluşturması istenebilir.
Sonuç olarak, deneyimsel bir oyun içinde oyuncak hiçbir
zaman sadece oyuncak değildir veya rol hiçbir zaman sadece
rol değildir. Oyuncak ve rol çocuğun kendi deneyimine verdiği
anlamı ifade etmek için kullandığı bir araçtır. En önemlisi de
oyunu yönlendirenin çocuk olmasıdır. Kardeş kıskançlığı
yaşayan bir çocuğun oyuncak bir bebeğin saçını çekmesi
gözlemlenebilir. Gerçek hayatta yapamadığını, oyun sırasında
gerçekleştirerek
üzüntü, kırıklık, aşağılık duygusu gibi olum-
ge
suz duygulardan kurtulmayı öğrenebilir. Kum, hamur ve
çamur gibi yaratıcılık oyunlarında hayal gücünü geliştirir.
Yıkıcı-yapıcı oyunlarla, bütün-parça ilişkilerini öğrenirken
analiz-sentez becerileri kazanır. Hayali oyunlarla kendisini
başkasının yerine koyarak gizli duygu ve düşüncelerini açığa
vurabilir. Gerçek hayatta yapamadığını, oyun sırasında
gerçekleştirerek üzüntü, kırıklık, aşağılık duygusu gibi
olumsuz duygulardan kurtulmayı öğrenir.