ünya farkındalığın ve farklılıkların çok değerli olduğu
bir dönem yaşıyor... Hem de
her konuda... Ülkeler, ekonomilerini bireylerin farkındalığı ile büyütüyor; toplumlar, bu farkındalığın
meyvelerini yiyor.
D
Girişimcilik ve inovasyon işte böyle bir dönemin yükselen değerleri... Hem birbirlerini tamamlıyorlar hem de toplumların kalkınmasına hız katıyorlar.
Her ikisinin de yolu, mutlaka, ülke sınırlarını
aşıyor ve ürünleri, ‘küresel rekabette üstünlük
sağlayıcı ürünler’ haline geliyor... Yani ihracat
yoluyla, ülkelerin makro ekonomik güçlerine
doğrudan katkıda bulunuyorlar...
Üstelik, bu zincirin artık en ciddi halkaları
KOBİ’ler... Türkiye’nin, mevcut şirketlerinin
yüzde 99’unun KOBİ olduğunu düşündüğümüzde; ne kadar büyük bir potansiyele sahip
olduğumuzu da hatırlıyoruz.
Bir de ne yapmamız gerektiğini...
Şu hakkı teslim etmek gerek; Türkiye son yıllarda bu zinciri, daha hızlı, daha yetenekli ve
daha verimli yaşamaya başladı. Girişimcilik ve
inavosyon konusunda verilen destekler, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeleri belki de
daha önce hiç olmadıkları kadar ‘cesaretlendirdi.’
Bu yeterli mi?
Olmadığını hepimiz biliyoruz çünkü dünyanın hızı başımızı döndürürken, KOBİ’lerin de
daha hızlı büyümeleri, kurumsallaşmaları ve
markalaşmaları gerekiyor.
Hükümetin bütün programlarında KOBİ’lerin ‘başrolde’ olması tesadüf değil...
Bunun için bir dizi önlem programları hazırlanırken, bu programların ilk icraatları da
açıklanmaya başladı. ‘ileri teknolojiye sahip alanlarda daha fazla üretim ve ihracat’ hedefinin en
önemli aktörleri, yenilikçi KOBİ’ler olacak...
Melek yatırımcılar artarken, BİST Özel Pazar
sayesinde, küçük işletmeler, sermaye bulma ve
büyüme imkanı yakalayacak.
2023 hedeflerine ulaşmak için bu tür adımların çok değerli olduğunu biliyoruz. Ancak, ülkemizin dünyanın sayılı ekonomileri arasında
yer alması için herkese önemli görevler düşüyor. Özellikle meslek örgütlerinin, kendi alanlarını en iyi bilen örgütler olması, onların bakış açılarını da, eleştirilerini de, icraatlarını da
çok daha önemli kılıyor.
Bu bağlamda, Ankara Ticaret Odası olarak,
‘bize düşeni’, layıkıyla yerine getirmeye çalıştığımıza inanıyoruz. Sadece üyelerimize değil,
tüm ülkeye hayırlı ve yararlı hizmetler götürme gayreti ve sorumluluğu içindeyiz.
Ve bununla gurur duyuyoruz.
Elinizde tuttuğunuz Ekonomik Denge dergim