EKO PRESTİJ "...Prestij Meselesi" EKO PRESTİJ "...Prestij Meselesi" | Page 43

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ konuta talebi arttırmaktadır. Ayrıca, yabancıların Türkiye'den emlak alımının kolaylaştırılmasına ilişkin düzenlemelerin ardından, yabancılara konut satışlarında da ciddi artış yaşanmaktadır. Şubat ayında yabancılara satılan konut sayısı %27.8 artışla 1 369'a yükselirken, iki aylık dönemde satılan konut %16.6'lık yükselişle 2 658'e çıkmıştır. Geçmişte konut alımı için tatil bölgelerini tercih eden yabancıların, yeni projelerin de etkisiyle İstanbul'a yöneldikleri görülmektedir. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poors, Mart ayında yayınladığı Gelişmekte olan Ülkeler Konut Piyasaları Araştırması'nda, "Kısa vadede Türkiye konut piyasalarının fonlama koşullarının destekleyici olarak kalması, yabancı alıcıların Türkiye konut piyasalarına ilgisinin pazarı desteklemeye devam etmesi öngörülüyor. Ancak FED faiz artırım sürecinin Türkiye'ye doğru sermaye akışlarının belirsizliğini arttırması, Türkiye konu piyasası açısından risk taşıyor" uyarısında bulunmuştur. 2014 yılında yurtdışında 23.8 milyar ABD Doları değerinde 285 yeni proje üstlenilmiştir. Irak ve Libya pazarlarındaki daralma 2014'te sektördeki faaliyeti olumsuz yönde etkilemiş, yılın son çeyreğinde Rusya ekonomisi kaynaklı risklerin etkileri görülmeye başlanmıştır. 2015 yılının ilk verilerine göre, 2015 Ocak-Mart döneminde Türk müteahhitler 11 ülkede, toplam tutarı yaklaşık 2.8 milyar ABD Doları olan 23 yeni proje üstlenmişlerdir. Bu dönemde en çok iş üstlenilen ilk 5 ülke sırasıyla Cezayir, Rusya, Türkmenistan, Suudi Arabistan ve Azerbaycan olmuştur. 2000'li yılların başında yaklaşık 20 milyon ABD Doları olarak gerçekleşen ortalama proje bedeli 2013 yılında 81.4 milyon ABD Dolarına, 2014 yılında ise 83.4 milyon ABD Dolarına yükselmiştir. 2015 ilk çeyrek itibariyle ortalama proje bedeli 120 milyon ABD Dolarını aşmıştır. Ortalama proje bedelindeki söz konusu artış, Türk müteahhitlerin havalimanı, metro, endüstriyel tesisler, doğalgaz-petrol rafinerileri, otoyol ve enerji santralleri gibi büyük ölçekli projeleri üstlenmelerinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca, konvansiyonel pazarlarda nispeten küçük ölçekli projeler üstlenen firmaların yanı sıra yeni pazarlarda, gelişmiş teknik ve finansal kapasiteye sahip firmalar büyük ölçekli projeler üstlenmektedir. 2015'te sektörün iş hacminin, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki sorunların yanı sıra Rusya ekonomisi kaynaklı risklerin etkisi altında kalmayı sürdüreceği değerlendirilmektedir. Toplam iş hacminin yaklaşık %35'ini oluşturan Libya-Irak-Rusya pazarlarından doğacak kaybı dengeleyebilecek yeni fırsatlar için, Sahra-altı Afrika ve Güney Amerika ülkelerindeki potansiyel yatırımlar takip edilmektedir Yurt dışı müteahhitlik sektörünün tarihsel olarak lider pazarı konumunda bulunan Rusya’da, 2015 yılının Ocak ayında 3,4 milyar USD değerinde yeni proje üstlenilmiştir. Rusya, bu dönemde üstlenilen proje tutarı bakımından Türkmenistan’ın ardından ikinci sırada yer almıştır. 2014 yılının ilk yarısında bu ülkede üstlenilen proje sayısında azalma görülmekle birlikte, Rusya Türk müteahhitleri açısından önemli bir pazar olma özelliğini korumaktadır. Diğer taraftan, Rusya ekonomisinde son dönemde yaşanan olumsuz gelişmelerin ve artmakta olan risklerin, bu ülkedeki müteahhitlik faaliyetini olumsuz etkilemesi beklenmektedir. Bu ülkede devam eden projeler kapsamında yapılan sözleşmelerin bir bölü- münün Ruble cinsinden olduğu belirtilmekte ve yerel para birimindeki sert değer kaybının mevcut projeler açısından önemli bir risk teşkil edebileceğine dikkat çekilmektedir. Irak ve Suriye başta olmak üzere Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da süregelen istikrarsızlık da sektörün faaliyetlerini olumsuz etkilemektedir. Libya pazarında sorunlar devam ederken, Irak’taki çatışmaların etkisini artırması ile 2014 ortasından itibaren Musul, Kerkük, Bağdat ve Basra gibi önemli kentler de dahil olmak üzere ülke genelinde güvenlik sorunları baş göstermiştir. Bu süreçte, 43 firmanın 4,5 milyar USD’lik toplam 70 projesi durma noktasına gelmiştir. Yaşanan olumsuzluklara karşın, firmaların işlerini tamamlamak üzere geri dönmeleri konusunda Irak tarafından (işveren idareleri) davet geldiği ve her konuda destek verileceğine dair güvence sunulduğu belirtilmektedir. Böylece, Eylül ayı itibarıyla Bağdat ve Basra bölgesinde faaliyetin kısmen de olsa başladığı bilinmektedir. Ancak, jeopolitik risklerin varlığını sürdürmesi, sektör için de risklerin sürdüğüne işaret etmektedir. Gerek Orta Doğu’da yaşanan prob lemler, gerekse iç pazarda artan rekabet ile pazar payının daralması, yatırımcıların yeni dış pazarlara açılma ihtiyacını artırmıştır. Zengin doğal kaynaklara sahip olan ve yüksek yatırım ihtiyacı bulunan Sahra-altı Afrika ve Latin Amerika bölgesi Türk müteahhitlik firmaları için önemli bir potansiyel yaratmaktadır. Resmi olmayan açıklamalara göre, ilerleyen dönemlerde dış pazarlara açılma konusunda firmalara teşvik sağlanması söz konusu olabilecektir. VE SON OLARAK: SEKTÖRDEKİ ANA TRENDLER İç pazarda demografik yapı (genç nüfus & yüksek harcama eğilimi), hızlı kentleşme ve artan yerli-yabancı yatırımlar paralelinde ticari gayrimenkul piyasası büyümeye devam etmektedir. Yeni nesil ve akıllı binalar başta olmak üzere, verimlilik artışı sağlayan binalara dönük talep daha hızlı artmaktadır. Konut, ofis ve perakende mağazacılıkta metrekareler küçülme trendindedir. İç pazarda özellikle marka projelerde hızlı büyüme yaşanması ve çok sayıda firmanın inşaat sektörüne girmesi ile pazar payı daralmaktadır. Karma projeler, konut, ofis, eğlence ve spor merkezlerini bir araya getirerek yeni yerleşim alanları yaratmaktadır. Kamunun mega projeleri ile alt yapı yatırımları da inşaat sektöründeki ivmeye katkıda bulunmaktadır. Sektörde en yüksek maliyet kalemi arsa fiyatlarıdır. Yatırımların kent, bölge ve semt bazında değerlendirilmesinin daha faydalı olacağı ifade edilmektedir. Ülke geneli yerine bölgesel anlamda arz-talep dengesizliğinden söz edilebilmektedir. ŞUBAT/MART 2016 43