EBK | Page 26

BÖLÜM 1 • Kadın Sağlığına Genel Bakış KADIN SAĞLIĞINA YÖNELİK SAĞLIK HİZMETLERİNDE YÖNELİMLER Asırlar önce kadın sağlığı kavramı, doğurganlık kavramıyla aynı anlamda düşünüldüğü için, uygulamalar da gebelik, doğum ve doğum sonrası döneme yönelik olmuştur. Geçmişte doğumlar, tecrübeli fakat doğumla ilgili herhangi bir eğitimi olmayan ebeler tarafından evlerde gerçekleştirilmiştir. Bu dönemlerde kadınlar arasında doğum yaptırma ile ilgili deneyimler, usta çırak ilişkisi ile öğrenilmiştir. Doktorların çoğu aşırı zorluk durumlarında doğumda yer almıştır. Dünyada özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda kadınlar doğumda ya da postpartum dönemde kanama, infeksiyon ya da toksemi sonucunda hayatını kaybetmiştir. Bu dönemlerde anne ölümlerinin yanı sıra bebek ölümleri de çok yaygın olarak görülmüştür. Nitekim 17. ve 18. yüzyılı kapsayan dönemde dünyada tüm çocukların %50’sinin beş yaşından önce öldüğü bildirilmektedir. Günümüzde dünyadaki anne ölüm (2013 yılında 100.000 canlı doğumda 210) ve beş yaş altı ölüm oranları (2012 yılında 100.000 canlı doğumda 48) düşünülürse geçmişteki dramatik tablo daha iyi anlaşılmaktadır. Dünyada 1800’lü yılların sonu 1900’lü yılların başında doğumların yaklaşık yarısına hekimler katılmış ve kadınlar doğum için ev yerine hastaneleri tercih etmeye başlamıştır. Bu dönemde Türkiye’de de dünyadaki duruma benzer olarak doğumun yapıldığı yer ve doğuma yardım eden kişiler benzerlik göstermektedir. TNSA ( Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları) (1998) verilerinin sonucuna göre; 1993-1998 yılları arasında doğumların %40.1’ine hekimler, %40.5’ine ebeler, 2003-2008 yılları arasında ise %64.1’ine hekimler ve %27.2’sine ebeler katılmıştır. Ayrıca 1980’li yıllarda kadınların %42’si doğumlarını sağlık kurumlarında yaparken, 2013’de bu oran %97’ye (Türkiye İstatistik Kurumu 2013) ulaşmıştır. 1881’de dünyada ilk modern sezaryenle doğumun Alman jinekolog Ferdinand Adolf Keh- 5 rer tarafından gerçekleştirilmesinden sonra, kadınlar sezaryenle doğuma yönelmiştir. Dünyada sezaryenle doğum oranının artmasından sonra, 1950’lerde doğal doğum kavramı ortaya çıkmıştır. Doğal doğum kavramının ortaya çıkması ile birlikte dünyada “aile merkezli anne bakım” felsefesi ortaya çıkmıştır. Dünyadaki bu gelişmeleri takiben 1970’lerin başında “aile merkezli anne bakım” felsefesiyle uyumlu yeni hastane modelleri tasarlanmaya başlanmıştır. Bu dönemlerde gebelik ve doğum eğitim sınıfları açılmış ve aileler de gebelik, doğum ve doğum sonu sürece etkin olarak katılmıştır. Gebelik, doğum ve doğum sonu sürece ailelerin de etkin olarak katılması anlayışı günümüzde de sürmektedir. “Doğal doğum” ve “aile merkezli anne bakım” anlayışına karşın, kadı