Draje Dergi Draje Dergi || Narsist Draje | Page 28
28
Röportaj: İlknur Seda Bendeş • İllüstrasyon: Cem Güventürk
Seda: Şimdi geçenlerde Cem İstanbul’a geldi.
Kütüphanedeyim böyle açlıktan gözler kararıyo.
Cem dedim, aç gel dedim. Bu tok geldi tamam
mı. Kumpir aldık beraber yiyicez deyü. Yemedi.
Ben yedim. Sonra Erdinç, Can, ben, Cem şarap
içtik. Cem bir çizimler yapmış aklınız durur. Dedik
aman Cem, dikkat et, çalarlar malarlar. Sonra
film açtık bir tane. Beş dakka sonra ben dedim
gidiyorum uyicam. Sonra patır patır hepsi döküldüler uyucaz biz de diye. Filmi izleyemedik bile…
Bi daha gel Cem… Hadi gel… Hem daha Mario
oynamadık, sitrit faytır oynamadık. Öperiz.
***
Seda: Ve aylar ayları kovalar. Yıllar falan olmaya
başlarlar. Draje, kendine bir konsept hazırlamayı uygun bulur ve buradasınız. Nasılsınız? İyisiniz
inşallah? Ben şahsen yazılarınızı bekliyorum her ay
sabırsızlıkla. Geçen ay baktım yoktunuz! Neredesiniz!
Cem: Kitabın ortasından sormuşsun ama (gülüşmeler) e tabi gün geliyor devran dönüyor sınav
oluyor,varlık evhamı kimlik ,krizleri yaşıyoruz. Hepi-
miz yaşarız bunu(genellemeler) bunlar beraberinde kötü şeyleri de getiryor.Bu işi görev edindiysek
periyodik olarak devam etmek doğru olan ama
bunu yapıcam diye de “lise kompozisyonu” yazıp
okuyucuya “al ben bu ay bunu buldum” demek
hoş olmuyor. İçlere sinmiyor..
Seda: Her ay sizi nerede göreceğimizi bileydik iyi
olur idi..
Cem: Vallaa ben de kendimi bi bulamıyorum
bazen,anneme soruyorum nereye koyduysan
ordadır diyor.Fazla yüzeysel yaklaşıyor bu duruma.Komik olmuyor.Sonuçta genelde çıkış noktalarını yakın çevrenden topluyorsun..”Anne ben
ruhumu buraya bu eve yaşadğım bu şehre ait
hissetmiyorum,kendimi ne olduğumu,nelerden
hoşlandığımı keşfetmek için kendimi bulmalıyım”
dediğimde,bu cevabı almak benim çıkış noktalarımı çok kapıyor.Başlayamıyorum,başladığım şeye
devam edemiyorum,öyle sıkıntılı bi durum oluyor.
Beni bulursanız,hükümsüzümdür de deyip kendimi
yakmak istiyorum bu röportajda,yazdıklarım hakkında benim hakkımdaki düşüncelerinizi sıfırlamak
istiyorum.Yok lan istemiyorum.Sevin beni istiyorum.
Seda: Her şeye de bir cevabınız var Cem bey.
Ece Naz’ın evine giderken bi duvarda ne
yazıyor biliyo musun? “RAMAZAN iMKANSIZ AŞK,
SEN BENİ SEVSEYDİN ARAR BULURDUN” aradık,
bulduk.
Cem: hehehh çok güzel özetlemiş aslında olayı.
Sanırım drajeyle de ilşkimiz öyle oldu.Ben tenha sokaklarda ateşimi yakmış,en yakın dostum
karabaşla,kuru ekmeğimi paylaşırken bana yardım elini uzattı.”Kalk lan iyice saldın kendini,şu haline bak teke gibi kokmuşsun,yürü gidiyoruz sana
kalem kağıt vericez” dedi,ben de “hayır evlat
ben yıllardır elime kalem kağıt almadım,bundan
sonra da böyle devam edicek bu durum” diycektim ki ağzıma bi tokat vurdu.Lan bilmiş bilmiş
konuşuyosun,yürü skerim tıynetini dedi “abi?”
dedim “yürü?” dedi,resmen yok olmuş beni var
etti,hatta bununla da kalmadı,şımarttı,narsist etti.
Cem’den mesajlar:
Erdinç’e: şunu söyliyim,ya meyiline
cevap veremedim Erdinç,ne biliyim yazıyı yeniden yaz falan dersin
diye çekindim,cevap veririm
de öyle bi meyille karşılık verirsin
diye aklım çıktı.O yüzden dergi
çıkana kadar cevap atmıycam
o meyiline,zaten hemen sildim
meyilini,bilgisayarı kapattım fişi de
çektim,ama çekememişim,dvdnin
fişini çekmişim.
Can’a: Can moruk bişiy
diycem,siğdici açalım lan.
O gün de aklıma geldi ama
“az tanışmış” insanlar olduğumuz için,paragöz bir insan profili çizmek istemedim.
Güçlerimizi birleştirip(siğdileri)
açalım tükkanı,asalım vergi levhamızı,yolumuzu
bulalım,samimi söylüyorum
bak!ehe ehe
Seda’ya: Seda,kumpirci açalım, yok yok aterici açalım, kaset satarız, kime dersen “sana
bana başka kime kara kediye” diyip, o kasetleri kimseye
s