Draje Dergi Draje Dergi || Ergen Draje | Page 31

Yazarım ben de umarsızca, programlar gibi “ ” Kan ter içindeydim Korkulara kapıldım, içerilere atılacağım, elimden tutulmasına izin verilmeyecek bir daha, kalemim bile olmayacak ya da yabancı gözlerin filtrelerinden geçmeden yazamayacağım bir daha diye. “ ” Koştum çılgınca sokaklarda. Kalabalıklar aradım karışacak. “ ” Bilmiş bilmiş konuşan çocukları bile geride bırakacak dillerle yazacağım kitaplarımı diye. Masum dillerine olgun cümleler oturtacağım. Kullanacağım masumiyeti, taraf değiştirmek entegrasyon olacak diye. “ ” Kırbaçlanmayacağım hayır “ ” “ ” ama acısının nasıl olduğunu kolayca tahmin edebilecek seviyeye çıkaracaklar hayal dünyamı diye. “ ” Ermiş olmak ağır. Sözlere dahi yüklenmemeli bu ağırlık. Yazık kelimelere. Satır aralarına... imlalara yazık. *** Takip edilsem, susmazdım. Korku beyindedir evet. Peki beyin? YOKLUĞUNDA DRAJE... Draje’nin yokluğunda arayıp soranımız pek fazla olmadı. Zaten dergiye daha yüksek anlamlar atfetsek adı draje olmazdı. Yut geç, biraz ağzın tatlansın. Hepsi budur. Bir National Geography değiliz sonuçta. Ama güzel karşılaşmalarımız oldu, tanıştık, kaynaştık, biraz kafamızı boşalttık, biraz tecrübe edindik falan filan... Kariyer planlarının, sosyal ilişkilerdeki zorunlulukların, hayatımızı kuşatan o boğucu ciddiyet zorunluluğunun dışında duran küçük bir adacık gibi düşünün. Boğulmak üzereyken gelip biraz nefeslenirsin. Draje’nin işlevi budur. Ortalama 2 bin okurlu düzensiz bir dergiden ne bekleyebilirseniz draje odur... Neredeyse herkes işinde gücündeydi. Gerçi Esmeralda ne iş yapar biz de bilmiyoruz. Tolga dört ayaklı kardeşler için koştururken bazen asabi oluyor, haksız olduğundan değil ama “hadi ergen draje çıksın diye isyan ederken burada kendisini teşhir edebileceğimizi de yani düşünmeliydi bence. Bu arada Luxus 3. albümü “Hunim Başımda” ile listelerimizin bir numarasıydı. Özge’lerden Denizci olanı ise ikinci kitabı “27” ile raflarda...