Draje Dergi Draje Dergi || Edepsiz Draje | Page 66
Çıkan kısmın özeti:
Ufaklığının o puslu hayallerini bir hatırla bakalım. Sen de
oynamadın mı tek başına bir çimenlikte. Biliyorum boyunu ölçtün kapı eşiklerinde her gün ve gün saydın bir santim
daha yukarı çizik atmak için. Neden sürekli onu bir göz kırpış
uzaklığı ötemde görmek zorundayım? Hiç düşünmeden hatta
önüne bile bakmadan enstrümanınla oynamana pek izin vermiyorlar. Bunun bedeli, gerçeklik sirkinde otobur bir kaplana dönüşmektir Şimdi içine girdiğimde bana aslında hiç de o
kadar korkutucu ve büyük değilmiş gibi gelen antropologlar,
pedagoglar ve mahallenin al yanaklı, tombul göbekli kabadayı çocukları babasının yolda ezdiği beyaz, yumuşak ve soğuk
tavşana dokunuyor. Hani kolunu koymak bile yasaktı? 3 senelik bir bar hayatından sonra kucağımda tuttuğum merdivenle sevişirken yakalamışlar. Olacak iş değil doğrusu! Böyle
bir durumda yapabileceğiniz çok bir şey kalmaz, yapacağınız
tek şey sizi dürten şeyin yarattığı çekime kendinizi bırakmak. Yine de ilerleme için, denemek; denemek için de cesur
olmak gerekiyor. Oysa Amelie Poulain öyle düşünmemektedir. Vivaldi’den sonra Çinliler tarafından görevlendirilen bir
casusla birlikte kaçıp çoluk çocuğa karışınca seri davranmazsanız maazallah yakalanıp ebe de olabilirsiniz. Lafı daha fazla
uzatmayacağım ama 7 yıl boyunca her gece yorganımın altında usulca Shakespeare’in fotoğrafını çekerken yakalanmış ve
casusluk yaptığı şüphesiyle sınırdışı edilmişti. Nasılsa senden
bunu beklemiyorlar mı?. Doğru anı yakalamak, dakik olmak,
doğru stratejiler belirleyip bunların üstünde dikkatle çalışmak… Ama başım ağırlaşmış parmaklarımın arasında küçük
kızı içeri sokmaya çalışırken, küçük kızın bir Hamlet hazırlayışını gördüm. Al Pacino böylece bütün evreni yöneten tek
bir kanun olduğunu kanıtlamıştır. Büyük, yetişkin, ergin, reşit, abi, abla, teyze ve klasik fizik onunla doruğa erişmiştir.
Çok uzun sürmeden kara çarşaflı, kısa boylu bir kadın kapıyı
açtı ve terden sırılsıklam sırtı buz kesmişti. Ya sen, ya sen
karşımdaki, beni izlerken zevk alacak mısın? Kusura bakma
ama bir boka benzemiyor. Sen yapınca tadı varmış sadece.
Seni tanıyorum, sen o yan binada oturan, saklambaçta hep
ilk sobelenen çocuksun. Bana tam da böyle yazdığım için kızacak bir sürü insan tanıyorum ya umurumda bile değil. Hani
çok iyi arkadaşlar bu cümleyi kurarlar ya: Sadece bir tane
beyniniz var, o da bana ait. Ben OYUNCU diye fok balığına
derim arkadaş.