DİVAN-I KEBİR'DEN SEÇMELERLE HASAN DEDE SOHBETLERİ | Page 48

Divan-ı Kebir ’ den Seçmelerle
Cenab-ı Mevlana , son nefesine kadar Hazreti Muhammed Efendimizi yaşatmaya yola çıkmıştır . Hakiki bir gülün hem güzel renkli hem de güzel kokuludur ; ama eğer aşılanmamışsa ne güzel bir rengi olur ne de kokusu . Bir insan da , bir Velinin yaşamını araştırıp , onu kendisine bende etmeye çalışırsa oradan aşı alır , insanlık kokmaya başlar .
Bir gün yine Cenab-ı Mevlana ’ ya , “ Allah ’ ı bu kadar zikrediyorsun , meth ediyorsun , ona bir şiir söyler misin ?” diye bir ricada bulunuyorlar . Mevlana hemen , “ Tabii söylerim ” diyor ve onlara şöyle sesleniyor : “ Yandım ey Güzel , senin ateş-i aşkına . Gayrı güzel sevmeyeceğim ey Tanrım , senin aşkına …”
Ah koca Mevlana , ne de güzel söylemiş …
“ Ben o sevgiliye aşık olduğumdan beri tuhaf bir haldeyim . Onu sevdiğim için büyük bir iş başarmışım gibi iş güç sahibi olmuşum . Dünya işlerinden yüz çevirdiğim için işsizim , işsiz kalmışım . Pergel gibi ayağımı bir yere koymuşum , başım dönüp duruyor .
Ey dost ! Eğer sen bana gerçekten yakınsan bak da seyret ; ben nasıl kendimden geçmişim ; neden hep bana aşk sırlarını sorar durursun ? Anlıyorum , aşkta ben meşhur olmuşum , herkes benden bahsedip duruyor .
48