DİVAN-I KEBİR'DEN SEÇMELERLE HASAN DEDE SOHBETLERİ | Page 160

Divan-ı Kebir ’ den Seçmelerle
sopasını andıran Leyla girdi . Padişah hayretle sordu : “ Ya Mecnun ” dedi , “ Sen bunun neresine aşık oldun ?”
Mecnun kaldırdı başını , padişahın gözlerinin içine baktı ve dedi ki : “ Şevketli padişahım , sen senin gözlerinle göremezsin Leyla ’ nın güzelliğini . Eğer ki benim gözlerimle bakabilsen , görürsün Leyla ’ nın gerçek yüzünü . Aşık olursun da o zaman hak verirsin bana .”
Mecnun , Leyla ’ nın aşkına dalmış ve bu hale gelmiş . Başkalarında da göz vardı , yüz vardı , dudak vardı , burun vardı ; onda ne görmüştü de bu hale gelmişti ?
Güzellik gözdedir , nesnede değil ... Bir şeyi güzel gösteren istektir , aşktır . İsteksiz bakışa güzel de çirkin görünür . Bu yüzden Leyla ’ yı sen başka görürsün Mecnun başka görür . O halde güzele kendi aşksız gözünle bakmayı bırak , Mecnun ’ un tutuşmuş gözleriyle bak ...
“ Başımızı ayak edindik de , sonunda hakikat ırmağını aştık , kainatı birbirine vurduk , biz dışarı fırladık , bizim kainatla bir ilgimiz kalmadı .
Üstüne bindiğimiz aşk burakı , arşın burakıydı . Bu yüzden bir sıçrayışta gökyüzüne vardık .
160