DİVAN-I KEBİR'DEN SEÇMELERLE HASAN DEDE SOHBETLERİ | Page 136

Divan-ı Kebir ’ den Seçmelerle
gider . O önemsiz gibi görünen küçücük ateş , büyük , ulu bir ateş olur .
Hüdavendigar Mevlana ’ nın , her zerresi aşktan sarhoştu ve tamamen teslimiyetteydi . Ne dünya ile ne de ahiret ile bir pazarı vardı . Onun pazarı tamamen Allah ileydi . Hüdavendigar Mevlana patlamaya hazır bir volkan gibiydi ve bu patlamayı yapacak bir kıvılcım bekliyordu . İşte Hazreti Şems , Mevlana ’ nın kıvılcımı oldu . Hüdavendigar Mevlana , Hazreti Şems ’ in ateşinde öyle bir parladı ki , hem Şems yandı hem de bütün dünya onun muhabbet ateşinin nuruyla aydınlandı .
Her insan fitili ateşlenmemiş , yağ dolu bir lambaya benzer . Mürşidin vazifesi onun fitilini yakmaktır . Nasıl mı ? Yolcuyu uyandırır , kişilik verir , yolcuya kendini tanıtır . O kendini tanıdıktan sonra Hakk ’ ı söylemeye çıkar . Ne olur ? O ateşi gördü ya , ne kadar Allah ’ tan bahseder ve ona yönelirse , yavaş yavaş ışık onun vücudundan kendini gösterir , o ışık dışarı vurmaya başlar . Eğer o ışık yakılınca Allah ’ ı dile getirmez , ona yönelmezse , o ışık uyandırıldığı için artık orada kalır ama lambayı is tutar , ışık dışarı çıkamaz . Yolcu da karanlıkta yürür , hüzün ve sıkıntı içinde kalır . Onun için bu işin şakası olmaz . O ışık yakılınca yolcu uyanır , irşad olur . Ondan sonra yolcu kendi bilir , ister insan gibi
136