DİVAN-I KEBİR'DEN SEÇMELERLE HASAN DEDE SOHBETLERİ | Page 112

Divan-ı Kebir ’ den Seçmelerle
Allah , sesten , harften münezzehtir . Tanrı ’ nın sözü , harften sesten dışarıdır . Fakat sözünü de , dilediği her harften , her sesten , her dilden akıtır gider . Hani yollarda , saraylarda havuz başlarına taştan bir insan , yahut bir kuş yaparlar ; o heykellerin ağızlarından su akar , havuza dökülür . Bütün akıllılar bilirler ki o su , taştan yapılma kuşun ağzından gelmiyor , bir başka yerden geliyor .
Yüce Muhammed , kendinden geçti de söz söylemeye başladı mı , “ Allah dedi ki ” derdi . Halbuki görünüşte onun dili söylüyordu fakat o arada yoktu ; gerçekte söyleyen , Tanrı ’ ydı .
Ama bazıları “ Kur ’ an böyle söyledi , şöyle söyledi ” diyorlar . Kur ’ an kendi kendine hiçbir şey söylemez . Kur ’ an insanla dile gelir . Evet , Kur ’ an Allah kelamıdır . Allah , rüzgarla , bulutla , güneşle bunu söylemedi . Allah bu güzel kelamları bir ben-i ademin ağzıyla söyledi . O kim ? Yüce Muhammed ... Yüce Muhammed , bütün o güzel sözleri dile getirirken , hep Allah benden böyle konuştu , dedi . İçindeki o kudrete Allah ismini verdi . Her an her dakika Allah ’ ı zikretti . Bütün o güzellikler Allah ’ a ait dedi , bana ait demedi . Halbuki o , Hakk ’ la Hakk olmuştu , yani Allah ’ ın dışında hiçbir varlığı yoktu . Onun vücudundan Allah işliyor , tebligatlar , bilgiler oradan geliyordu .
112