DİVAN-I KEBİR'DEN SEÇMELERLE HASAN DEDE SOHBETLERİ | Page 100

Divan-ı Kebir ’ den Seçmelerle
yürüyerek , hiç suya batmadan denizi geçmişler . Dede Efendi ’ nin sudan geçmesinden ve sadece ayaklarının tabanına suyun dokunmasından anlıyoruz ki , Dede Efendi teslimiyet ve imanının tam olması ile denizi ıslanmadan geçiyor .
Tanrı eri tarafından terbiye edilen müridin canı kanatlanır . Canı , gizli şeyleri görsün-göstersin diye bütün bilgileri , insanın mayasına katmış , o mayayı öyle yoğurmuş . Hani arı-duru su , dibinde taş mı var ; çakıl mı , başka şey mi , ne varsa , yüzünde de ne yüzüyorsa hepsini gösterir ya ; bu , sonradan bir şey yapılarak suya verilen eğreti bir hal değildir , onun temelinde , aslında vardır bu , yaratılıştan verilmiştir ona ; fakat su toprakla , yahut başka renklerle bulandı mı o hassa , o hüner , ondan ayrılır , onu unutur gider .
İşte Ulu Tanrı , bulanmış , bir başka renge girmiş küçük sular , onlara karıştı mı , bulanıklıklarından kurtulsunlar , o eğreti renkten temizlensinler diye peygamberleri , erenleri , arıduru ulu sular gibi gönderdi .
B i r k i ş i H ü d a v e n d i g a r M u h a m m e d Mevlana ’ nın izinden yürür , kabı ölçüsünde O ’ nun gibi hizmet sunmaya gayret gösterirse , O ’ ndan gül kokuları yansır . İnsanlık kokmaya başlar .
100