Papatyam dizisinden sonra Kurtlar
Vadisi’ne geçtiniz. Bir komedi dizisinde eğlenceli bir karakterden bol
aksiyonlu bir dizide sert, güçlü bir
kadın karakterine geçmek sizi nasıl
etkiledi?
Farklı rolleri oynamayı seviyorum.
Bu anlamda da şanslı olduğumu düşünüyorum. Ne yazık ki Türkiye’de
oynadığınız bir rol olumlu tepki aldığı zaman, devamında hep aynı tarz
rol teklifleri geliyor. Ben bu anlamda
şanslıyım. Papatyam’dan önce oynadığım Vazgeç Gönlüm’de de iki farklı
karakteri oynamıştım. Papatyam’da
komedi, Kurtlar Vadisi’nden aksiyon.
Ben bu değişiklikten çok mutluyum.
Komediden aksiyona geçiş başta adapte olması zor gibi görünse de, tezatlığı
uygulamak her zaman daha kolaydır
hayatta. Tamamen zıt bir karakter canlandıracaksanız zaten önceki rolün etkisinde kalmanız pek mümkün olmaz.
“Asıl hayalim
şarkıcı olmaktı.
Işıl ışıl elbiseler
giyip sahneye
çıkan insanlara
özeniyordum.”
Rollerinizin arasında “İşte bu benim!” dediğiniz ya da kendi karakterinizle çok uyumlu bir karakter
oldu mu hiç?
Birbirinden ayırmam zor. Çünkü o işte
olduğu için keyif alan ya da almak
zorunda kalan bir oyuncu değil, keyif
aldığı işlerde olmayı tercih eden bir
oyuncuyum. Her projenin bana kattığı şey başkadır. Benim de kendimden
kattığım şeyler vardır. Hepsinden ayrı
ayrı beslendim. Birlikte oynadığım
oyunculardan çok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. Hayattan
ve karşıma çıkardıklarından beslenmeyi çok seviyorum. Şu anda da çok
sevdiğim bir projede çok sevdiğim bir
ekiple çalışıyorum. Daha ne olsun…
Set dışındaki zamanlarınızı nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Vaktimin çoğunu sevdiğim insanlarla
geçiriyorum, onların enerjilerinden
beslenmeyi seviyorum. Ama bunun
dışında kendime vakit ayırmayı da seviyorum. Her gün 2 film izlemek hobiden çok bir rutine dönüştü hayatımda.
Fotoğraf çekiyorum, vakit buldukça
spor yapıyorum. Öğrenmeyi çok seviyorum. O yüzden fırsat