Umut| Ahmet Hamdi Köksal
Bekleyişin, diğer adıdır umut.
Çaresizlikler içerisinde bahar gelişini,
güneşin doğuşunu beklemenin diğer
adı..
Cevdet Kılıç’ın hazırladığı ‘Bilgelik
Hikayeleri’ kitabında bahsi geçen
‘umut‘ hikayesine bir göz atalım.
İnsanlar gelip geçtiler önünden; bir
kedi yalanarak baktı gözünün içine;
yavaşça karardı dünya, başı da
dönüyordu. Son bir kez düşündü
derin maviyi, beyaz mercanı bir de
yeşil yosunu.
İşte tam o anda eğilip aldım onu;
yürüdüm deniz kenarına; bir öpücük
Küçük İstavrit (Son Ana Kadar Umut) kondurdum başına. İki damla
gözyaşından ibaret sade bir törenle
Küçük istavrit, yiyecek bir şey sanıp saldım denizin sularına. Bir an öylece
hızla atıldı çapariye. Önce müthiş bir bakakaldı; sonra sevinçle dibe daldı
acı duydu dudağında, gümbür
gitti, tüm kederimi söküp atarak
gümbür oldu yüreği. Sonra hızla
teşekkürü de ihmal etmemişti; birkaç
çekildi yukarıya. Aslında hep merak değerli pulunu elime , avuçlarıma
etmişti denizlerin üstünü, neye
bırakarak.
benzerdi acep gökyüzü?
Balıkçı ve kedi şaşkın baktılar
Bir yanda büyük bir merak, bir yanda yüzüme. Sorar gibiydiler; neden
ölüm korkusu. Dudağı yarıklar denir, yaptın bunu, niye?
şanslıdır onlar; hani görüp de
gökyüzünü ve insanı, oltadan son
“Bir gün” dedim, “Bulursam kendimi
anda kurtulanlar. Ne çare, balıkçının yeşil leğendeki küçük istavrit kadar
parmakları acımasızca kavradı onu; çaresiz, son ana kadar hep bir
küçük istavrit anladı yolun sonu. Koca umudum olsun diye.”
denizlere sığmadı yüreği; oysa şimdi
yüzerken küçücük yeşil leğende,
Umudumuzun bol, inancımızın daim
cansız uzanıvermiş dostlarına
olması dileğiyle..
değiyordu minik yüzgeci.
Dilhâne | twitter: @dilhanenet | instagram: @dilhane_net | www.dilhane.net