Şairin Yolculuğu
Osman Deniz
Yorulduğunda dinlendi dağların doruklarında
Haşmetinin izini, gölgesini kondurduğu yere bıraktı
Sükût ile haykırdı, ağırbaşlı dağlar
Kuş cıvıltıları sabahın dinginliğini fırtınalara tuttu
Her biri birer münacat gibi yükseldi göklere
Ağaçlar mücevherleri utandıran çiçekler açtı
Birer tütsü gibi rüzgâra saldı çiçekler kokularını
Ve şair çıkageldi çok uzaklardan
Dudaklardan dökülmeden kabul olunan dualara benzeyen
Gökyüzünün çatısını güneş görmemiş sözlerle ördü
Gönülleri birer sarmaşık gibi sardı
Kanı, yüreğinin hokkasından yakuttan bir ırmak gibi kâğıtlara
dökülüyordu
Her kelime gönüllerin susuzluğunu gideren birer damla
Bir nehir denize nasıl kavuşursa, ruhlara öyle akıyordu
Ve şair çıkageldi çok uzaklardan…