İnsanoğlunun dünyaya dâhil olduğu vakti bir hatırımıza getirelim isterseniz. Kaç kişiyle gelmişti Hz. Âdem, tek miydi? Yoksa bu yola yanında onunla huzur bulsun, sekinete ersin diye bir eş( Hz. Havva) ile mi çıktı? Tabii ki ikinci düşüncedir hak olan. Çünkü bize o mukaddes Kelâm’ ında böyle bildirdi Yaradan. Peki, biraz tefekkür etsek onların çift olma sebebi hikmetini. Aklımıza ilk olarak neslin devamı gelir herhalde. Bunun yanında fuhşiyata mahal vermeyip bu âlemin nizam ve intizama münasip olarak devam etmesi, ahiret yurdunda da bunun misali bir hayatın mevcut olması gibi sebepleri de saymak mümkündür. İşte bu tekin çift olması ve akabinde bu çiftin( ruhen, aklen, hissen) yine tek çatı altında birleşerek müessese oluşturmasına Türk toplumunda‘ aile’ adını vermişiz. Arapçadan gelen bu kelimenin manasına baktığımız zaman ise;‘ bir şahsın bakmakla sorumlu olduğu hane halkıdır.' Manadan da anlaşılacağı üzere aile; bir olmanın anlam kazandığını, ferdin topluma dönüştüğünü, idarenin ahenginin açığa çıktığını ve iktisatlı olmanın zirve yaptığını gösteren en önemli müessesedir. Bu yapı huzurun, muhabbetin,‘ birlikten kuvvet doğar’ düsturunun açığa çıktığı en güzel yerdir, öyle olmalıdır.
İçinde yaşadığımız modern dedikleri bu çağda, gelenekteki var olan birçok kavramımızı kaybettik ya da kaybetmek üzereyiz. Bunlardan birisi de aile mefhumu … Modern dedikleri bu çağa ayak uydurmaya çalıştıkça sadece geleneğimizi değil fıtratımızı da bozduk. Fıtrat ise en kısa tarifiyle Cenâb-ı Hakk’ ın tüm varlıkları kendi varlığını ve birliğini tanıyabilme gücü ve yeteneği ile yaratmasıdır.( İnsanoğlu olarak bunu da bozarsak neyimiz kalır ki elimizde başka?)
Toplumun En Büyük Yapı Birimi: AİLE- Murat Yıldırım
İnsanoğlunun dünyaya dâhil olduğu vakti bir hatırımıza getirelim isterseniz. Kaç kişiyle gelmişti Hz. Âdem, tek miydi? Yoksa bu yola yanında onunla huzur bulsun, sekinete ersin diye bir eş( Hz. Havva) ile mi çıktı? Tabii ki ikinci düşüncedir hak olan. Çünkü bize o mukaddes Kelâm’ ında böyle bildirdi Yaradan. Peki, biraz tefekkür etsek onların çift olma sebebi hikmetini. Aklımıza ilk olarak neslin devamı gelir herhalde. Bunun yanında fuhşiyata mahal vermeyip bu âlemin nizam ve intizama münasip olarak devam etmesi, ahiret yurdunda da bunun misali bir hayatın mevcut olması gibi sebepleri de saymak mümkündür. İşte bu tekin çift olması ve akabinde bu çiftin( ruhen, aklen, hissen) yine tek çatı altında birleşerek müessese oluşturmasına Türk toplumunda‘ aile’ adını vermişiz. Arapçadan gelen bu kelimenin manasına baktığımız zaman ise;‘ bir şahsın bakmakla sorumlu olduğu hane halkıdır.' Manadan da anlaşılacağı üzere aile; bir olmanın anlam kazandığını, ferdin topluma dönüştüğünü, idarenin ahenginin açığa çıktığını ve iktisatlı olmanın zirve yaptığını gösteren en önemli müessesedir. Bu yapı huzurun, muhabbetin,‘ birlikten kuvvet doğar’ düsturunun açığa çıktığı en güzel yerdir, öyle olmalıdır.
İçinde yaşadığımız modern dedikleri bu çağda, gelenekteki var olan birçok kavramımızı kaybettik ya da kaybetmek üzereyiz. Bunlardan birisi de aile mefhumu … Modern dedikleri bu çağa ayak uydurmaya çalıştıkça sadece geleneğimizi değil fıtratımızı da bozduk. Fıtrat ise en kısa tarifiyle Cenâb-ı Hakk’ ın tüm varlıkları kendi varlığını ve birliğini tanıyabilme gücü ve yeteneği ile yaratmasıdır.( İnsanoğlu olarak bunu da bozarsak neyimiz kalır ki elimizde başka?)