Bay MÖ
Yazı
Faruk Yıldız
Genç doktor, ağrı kesicilerin insafına bıraktığı hastaların biraz olsun
uyuyabildiği, gecenin en sessiz saatlerine doğru nihayet çekilebilmişti
odasına. Ayaklarını uzatmaya niyetlendiği sırada, kapının usulca çalındığını
duydu. Derhal toparlandı, ayaklandı ve kilidi açtı. Ufak tefek bir adam
duruyordu karşısında. Yarısı gölgede kaybolmuş yüzünden adamın gayet
mahcup olduğu anlaşılıyordu. Hasta bakıcılardan biriydi bu. Kısık bir sesle,
mırıldanır gibi konuşuyordu.
“… Doktor Hanım, 302’de az önce bir zarf buldum ama… Neymiş, ne
değilmiş ben de bilemedim. Açmadan getirdim size.”
Adam bunu söyledikten sonra elindeki zarfı doktora uzattı ve özür
dileyerek hızla gözden kayboldu. Genç doktor ne diyeceğini bilemedi. Kapıyı
kapadı, tekrar kanepeye döndü. Üzerinde herhangi bir isim bulunmayan zarfı
açtı. Ardından gayet muntazam bir el yazısıyla yazılmış satırları okumaya
başladı.
57