Dilhâne Eylül eylül | Page 57

Bay MÖ Yazı Faruk Yıldız Genç doktor, ağrı kesicilerin insafına bıraktığı hastaların biraz olsun uyuyabildiği, gecenin en sessiz saatlerine doğru nihayet çekilebilmişti odasına. Ayaklarını uzatmaya niyetlendiği sırada, kapının usulca çalındığını duydu. Derhal toparlandı, ayaklandı ve kilidi açtı. Ufak tefek bir adam duruyordu karşısında. Yarısı gölgede kaybolmuş yüzünden adamın gayet mahcup olduğu anlaşılıyordu. Hasta bakıcılardan biriydi bu. Kısık bir sesle, mırıldanır gibi konuşuyordu. “… Doktor Hanım, 302’de az önce bir zarf buldum ama… Neymiş, ne değilmiş ben de bilemedim. Açmadan getirdim size.” Adam bunu söyledikten sonra elindeki zarfı doktora uzattı ve özür dileyerek hızla gözden kayboldu. Genç doktor ne diyeceğini bilemedi. Kapıyı kapadı, tekrar kanepeye döndü. Üzerinde herhangi bir isim bulunmayan zarfı açtı. Ardından gayet muntazam bir el yazısıyla yazılmış satırları okumaya başladı. 57