Dilhâne Eylül eylül | Page 31

Mekke-i Mükerreme
Hoca:“ Hakimü’ l-Haremeyn-Mekke ve Medine’ nin sahibi olan hükümdar-” diye övgü dolu sözlerini sürdürür. Bu durumu kabullenmeyen Yavuz¸ ayağa kalkarak:“ Ben Hakimü’ l-Haremeyn olamam. Oranın sahibi Allah’ tır. Ben olsam olsam Hadimü’ l-Haremeyn( Hicaz’ ın hizmetkârı) olurum“ diye cevap verir.
Mısır seferinden sonra padişahlar kendi kararlarının ve devlet mührü onaylı olan fermanlarının ilk satırı arasına“ Ben ki Hadimü’ l-Haremeyn-i Şerifeyn” sözlerini yazdırırlar yani‘ Allah’ ın kulu ve hizmetçisi’ olduklarını belgelere yansıtırlar. Son padişah Vahdeddin Han’ a kadar bu deyim fermanlarda hep yazılı kalır. Osmanlı tarih boyunca kutsal topraklara çok hizmet etmişlerdir. Haremeyn’ de yaşayan halkın ihtiyaçlarını titizlikle karşılamışlardır. Vakıflar sayesinde idarî binalar¸ mescitler, medreseler, tekkeler, zâviyeler, ribâtlar, misafirhaneler, imaretler, karantinalar, sıhhiye idareleri ve sebiller yapılmıştır. Yine Osmanlı devrinde sel yataklarının yolları değiştirilerek Kâbe ve Mescid-i Harâm’ a gelebilecek zararlar en aza indirilmiştir. Osmanlı Mekke’ ye gözü gibi bakmıştır.

Mekke-i Mükerreme

Yazı

Asiye Eroğlu

Hoca:“ Hakimü’ l-Haremeyn-Mekke ve Medine’ nin sahibi olan hükümdar-” diye övgü dolu sözlerini sürdürür. Bu durumu kabullenmeyen Yavuz¸ ayağa kalkarak:“ Ben Hakimü’ l-Haremeyn olamam. Oranın sahibi Allah’ tır. Ben olsam olsam Hadimü’ l-Haremeyn( Hicaz’ ın hizmetkârı) olurum“ diye cevap verir.
Mısır seferinden sonra padişahlar kendi kararlarının ve devlet mührü onaylı olan fermanlarının ilk satırı arasına“ Ben ki Hadimü’ l-Haremeyn-i Şerifeyn” sözlerini yazdırırlar yani‘ Allah’ ın kulu ve hizmetçisi’ olduklarını belgelere yansıtırlar. Son padişah Vahdeddin Han’ a kadar bu deyim fermanlarda hep yazılı kalır. Osmanlı tarih boyunca kutsal topraklara çok hizmet etmişlerdir. Haremeyn’ de yaşayan halkın ihtiyaçlarını titizlikle karşılamışlardır. Vakıflar sayesinde idarî binalar¸ mescitler, medreseler, tekkeler, zâviyeler, ribâtlar, misafirhaneler, imaretler, karantinalar, sıhhiye idareleri ve sebiller yapılmıştır. Yine Osmanlı devrinde sel yataklarının yolları değiştirilerek Kâbe ve Mescid-i Harâm’ a gelebilecek zararlar en aza indirilmiştir. Osmanlı Mekke’ ye gözü gibi bakmıştır.
31