Taşın Ahvali
Ş iir
Gülay Südâ
Yokuş aşağı bırakılmış bir taş gibi
Yuvarlanıp gidiyordu hayat.
Taşın saatteki yuvarlanma hızını hesaplamayı öğretiyordu gittiği okullar.
Taş rengine dönüyordu gözünün gördüğü her yer yaşadığı günlerin sayısı
çoğaldıkça
Mavinin yeşilin sarının pembenin yerini
Kurşuni bir grilik alıyordu.
Gri tüm renkleri hızla boğuyordu
Hızla boğuluyordu insanlığın içindeki renk
Renkli zamanlar yani çocukluğum
Betonun ardına hapsediliyordu.
Ne anlıyordu ki vaktinin çoğunu taş gibi
Bir vücudu olsun diye harcayanlar
güzellikten?
Oysa güzellik tüm renklerin bir renkte toplanmasıydı taş gibi vücutları
olanlar için.
Bazı taşlara ederinden fazla değer veriliyordu.
Taşın büyüklüğüyle ölçülüyordu aşklar.
Kimiyse kendi taktığı taşı taksitle almayı özgürlük sayıyordu.
19