Dilhâne Ağustos agustos | Page 41

Hayatın En Masum Yanı: ÇOCUK Yazı Merve Diken …. ‘Özgür olmanın hakkını veren yeryüzündeki tek canlı hangisidir?’ diye bir soru ile muhatap kılınsam aklımda şimşekler çakar ve mütemadiyen kocaman bir tebessüm kaplar yüzümü, ‘ÇOCUK’ derim. Çocuk gökyüzü gibidir, uçsuz bucaksız. Kuş gibidir, sonsuzluğa kanat çırpan. Su gibidir ne yana akacağı kestirilemeyen. Masumdur çocuk. Çok ama çok masumdur. Nazlı bir bakışı ile annesinin tüm sinirini geçiren, sallanan beş kardeşi birden kucaklamaya çeviren, babasının tüm yorgunlunu gideren, kardeşinin oyun ihtiyacını karşılayan bir emanettir. ‘Mal ve çocuklar dünya hayatının süsüdür.’ (Kehf: 46.) ayeti ile dünyamızın süsü ve sevgiyi bayraklaştıracak olanlardır. Allah’u Teala’nın eşlere çoğalıp topluluk olabilmeleri için, en önemlisi de birbirlerine Rahmet nazarı ile bakabilmelerinin, en güzel isimlerinin bedenlerinde karşılık bulmasının bir tecellisidir. Emanet olarak verilmiştir. Hem de Rabbin emanetidir. Korunup kolla nsın, Emanetçi’nin hatırına kıymet verilip yetiştirilsin. Allah Resulü cahiliye devrinin en karanlık günlerinde kainata peygamber olarak gönderildiğinde: “Çocuk cennet çiçeğidir, çocuk gönül meyvesidir.” sözleriyle ashabının yaşamlarına yepyeni bir şefkat kucağı oluşturmuştur. Cahiliye devri kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, utanç sebebi görüldüğü, bataklık içinde bir dönemdir. Oysa Allah Resulü kız çocuğunu dolayısı ile de ‘kadını’ o çukurdan çekip çıkarmış, ayakları altına cennet serilen bir vazife ile kendisini müjdelemiştir. 41