Hayatın En Masum Yanı: ÇOCUK
Yazı
Merve Diken
…. ‘Özgür olmanın hakkını veren yeryüzündeki tek canlı hangisidir?’ diye
bir soru ile muhatap kılınsam aklımda şimşekler çakar ve mütemadiyen
kocaman bir tebessüm kaplar yüzümü, ‘ÇOCUK’ derim.
Çocuk gökyüzü gibidir, uçsuz bucaksız. Kuş gibidir, sonsuzluğa kanat
çırpan. Su gibidir ne yana akacağı kestirilemeyen. Masumdur çocuk. Çok
ama çok masumdur. Nazlı bir bakışı ile annesinin tüm sinirini geçiren,
sallanan beş kardeşi birden kucaklamaya çeviren, babasının tüm
yorgunlunu gideren, kardeşinin oyun ihtiyacını karşılayan bir emanettir.
‘Mal ve çocuklar dünya hayatının süsüdür.’ (Kehf: 46.) ayeti ile
dünyamızın süsü ve sevgiyi bayraklaştıracak olanlardır.
Allah’u Teala’nın eşlere çoğalıp topluluk olabilmeleri için, en önemlisi de
birbirlerine Rahmet nazarı ile bakabilmelerinin, en güzel isimlerinin
bedenlerinde karşılık bulmasının bir tecellisidir. Emanet olarak
verilmiştir. Hem de Rabbin emanetidir. Korunup kolla nsın, Emanetçi’nin
hatırına kıymet verilip yetiştirilsin.
Allah Resulü cahiliye devrinin en karanlık günlerinde kainata peygamber
olarak gönderildiğinde: “Çocuk cennet çiçeğidir, çocuk gönül
meyvesidir.” sözleriyle ashabının yaşamlarına yepyeni bir şefkat kucağı
oluşturmuştur. Cahiliye devri kız çocuklarının diri diri toprağa
gömüldüğü, utanç sebebi görüldüğü, bataklık içinde bir dönemdir. Oysa
Allah Resulü kız çocuğunu dolayısı ile de ‘kadını’ o çukurdan çekip
çıkarmış, ayakları altına cennet serilen bir vazife ile kendisini
müjdelemiştir.
41