Dilhane Nisan Sayısı nisan | Page 54

YALNIZ ADAM Gözlerini açtığında saat daha sabahın 6’sıydı. Yine o sıradan günlerinden birine uyandığını çok iyi biliyordu. Canı yataktan çıkmak yerine hareketsiz 10-15 dakika daha öylece yatmak istedi. Tavana bakıp yine o bilinmez yolculuğuna çıktı. Bunu yapmayı çok seviyordu. Gerçi nerelere gidip geliyordu o yolculuklarda başka bir şehire mi veya konuştukları dili bile bilmediği bir ülkeye mi? Gerçek dünyanın keşmekeşliğinden sıyrılmış geziniyordu ta ki kuşunun ötüp onu bu dünyaya döndürmesine kadar. Bu koca dünya da bir tek yol arkadaşı var o da muhabbet kuşu ‘Maviş.’ Yatağından doğruldu ve lavaboya elini yüzünü yıkamaya gitti, yüzünü durularken iki üç günlük sakalları dikkatini çekti ve tıraş oldu. Uzun kumral saçları, alnını kapattığı için çocukluğundan bir hatıra olan, çocukluk aşkının attığı taştan kalan iz gözükmüyordu. İzi görünce çocukluğuna daldı bu sefer Bakkal Muhuttin amca, top oynadıkları ortasında kocaman bir çınar olan arsa, babasıyla kahveye gittiği zamanlarda ona gazoz ısmarlaya Ali amca, işte hepsi bu izin içinde gizliydi. Evde kahvaltı yapmazdı hiç sahaf dükkanına giderken iki simit alıp dükkanda yerdi. Yine öyle yaptı simitleri alıp dükkana doğru yürümeye başladı. Baharın geldiği etraftaki ağaçların değişik renklerde açtığı çiçeklerden belliydi, insanın ciğerlerini açan tatlı bir 54