BİR BAŞLANGIÇ ÖYKÜSÜ…
Denizci gibi düşünmeye başladığınız zaman, denizci olmaya
başlamışınız demektir. Esasında eğer siz tecrübeli bir denizci iseniz ve
bir dostunuza yardım etmek istiyorsanız, ona ilk önce denizci gibi
düşünmenin yöntemlerini anlatın. Ondan sonra kursa ve derslere geçin.
Denizci gibi düşünmeyen bir kişiye istediğiniz kursu ve dersleri verin,
ondan hiçbir şey olmaz. Kendinizi de yormayın, onu da boşuna
heveslendirmeyin.
Şimdi yeri gelmişken, bir arkadaşımın nasıl denizciliğe başladığını ve
onu nasıl denizciliğe hazırladığımı aktarayım. Bu konuyu 2001 yılı Mart
ayında Yelken Dünyası Dergisi’nde kaleme almıştım. Bazı eklemeler
yaparak aktarıyorum.
Denizciliğe yeni başlamak isteyenler ve ilk kez bir tekne almak
isteyenler için güzel bir öykümüz var. Hikâye yeni başlayanlar için teşvik
edici… Aynı zamanda da yeni başlamak isteyenlere yardımcı olacak
tecrübeli arkadaşlar için de, rehber olabilecek faydalı bir öykü…
Ekim ayının sonlarıydı… Çok eski bir arkadaşım yıllar sonra beni
bularak küçük bir center botla yaz kış demeden bir yıl boyunca hafta
sonları yelken yaptığını, “malum yerinin” denize değdiğini ve artık bir
tekne alıp denizciliği ve amatör denizcilik felsefesini öğrenmek istediğini
söyledi. Bu arada kitaplar okumuş ve sınava girip Amatör Denizci Belgesi
de almıştı.
Önce tekne için mevcut bütçeyi belirledik. Sonra da satılık tekneleri
araştırmaya başladık. Hafta sonları benim tekne ile dolaşıyorduk. İlk
olarak 10.5 metre boyunda bir yelkenli tekneye baktık. Tekne ile
deneme seyrine çıktık.
Yeni başlayanlar için hep 9 – 11 metre arasını öneririm. Ancak
arkadaşımın yelken bilgisi ve center botta yelken tecrübesi vardı. 10.5
metrelik tekne ile beraber deneme seyrine çıktık. 18 – 25 knot esen bir
rüzgârla yelken yaptık. Baktım tekneyi rahat abrıyor. Pek bir sıkıntısı
yok. Cüssesi iri olduğundan 10.5 metrelik bir yelken teknesinin ona kısa
20 Denizde yaşamak