DEFTERHÂNE’DEN TAPU VE KADASTRO’YA | Page 259

Türkiye Kadastrosu’nun Tarihçesi kadastro ekipleri tarafından yürütülmüş, kadastro komisyonları da çalışmaların denetlenmesi görevini üstlenmişlerdir. Kadastro çalışma alanları kentsel alanlarda mahalle, kırsal alanlarda ise köy esasına göre tespit edilmiş olup, her çalışma alanı bağımsız kabul edilerek parseller numaralandırılmıştır.839 Hatay ve civarında yürütülen çalışmalarda, yerde arazi üzerinde klasik yöntemle yapılan çalışmaların yanı sıra fotogrametrik yöntem de kullanılmıştır. Arazinin havadan çekilen fotoğraları cam üzerine basılmış olup, bugün bu hava fotoğraları Hatay Kadastro Müdürlüğü Arşivi’nde muhafaza edilmektedir. Hatay ve civarında çekilen hava fotoğralarından hareketle ölçü krokileri oluşturulmuştur. Ölçü krokileri çizildikten sonra o parselin yakınında ya da içinde bulunan nirengi ve poligonlardan takometrik okumalar yapılarak koordinatlar belirlenmiştir. Bu okumalardan hareketle parsellerin tersimatı, yani çizimi yapılmıştır. Alan hesapları yapılıp yüz ölçümleri belirlendikten sonra paftaların çizimi tamamlanmıştır. Fransızlar takometrik ölçümleri “Carnet de Lewer Parcellaine” adı verilen “Takometrik Ölçü Karnesi”ne geçirmişlerdir. Ayrıca, nirengi ve poligon koordinatlarını özet çizelgeler hâlinde iki nüsha olarak ciltlenmişler ve çizimlerini yaptıkları paftalara ait bilgileri yazılı olarak kaydetme yöntemini uygulamışlardır. Arazi üzerinde yapılan çalışmalarda, poligona yakın değerde parsel köşe noktalarını belirten borne denilen özel yapımlı taşlar mal sahipleri tarafından diktirilmiştir. Mal sahiplerine zimmetlenen bu taşların sökülmesi ya da tahrip edilmesi hâlinde cezaî müeyyide uygulandığı anlaşılmaktadır. Bu çalışmalar esnasında, her kadastro çalışma bölgesinde uygun bir yerde çadırlar kurularak, sınır ihtilafı bulunan ya da nizâlı parseller burada görevli kadastro ekiplerince yerinde halledilip, sonradan mahkemeye gidilmesine gerek kalmayacak şekilde neticelendirilmiştir.840 Hatay ve çevresinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda oluşturulan krokiler, yerleşim alanlarında 1/100 ila 1/500 ve yerleşim alanları dışında 1/1000 ila 1/5000 ölçekli olarak hazırlanmıştır. Hazırlanan bu krokilerde düzenleyen teknisyenlerin imzaları, düzenleme tarihleri ve ölçek ile kuzey yön oku standart olarak bulunmaktadır. Hazırlanan paftalar üzerinde yapılan çalışmalar, Fransız yönetiminin özellikle yüksek gelir getirici arazi ve mütemmimlerini kayıt dışı hiçbir şey kalmayacak şekilde düzenlemek hususunda titiz davrandığını ortaya koymaktadır. Öyle ki, hazırlanan paftalar günümüz paftalarından farklı olarak adeta bir resmi andırmaktadır. Araziler türüne, eğim ve verimlilik durumuna göre arazilerin üzerinde bulunan yapılar ahşap ya da kargir olması durumuna göre, arazilerde bulunan ve özellikle yüksek gelir getirecek zeytin ağaçları adedine kadar, dere, nehir, deniz kenarları ve su arkları, su kaynakları, mezarlıklar, arazilerde bulunan meyil ve çukurluk alanlar ve hatta telgraf hattına varıncaya değin her şey farklı renk, gölgelendirme ve işaretlerle ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Bu üslupla paftalara üç boyutlu özellik kazandırılmıştır. Ayrıca paftalar üzerindeki her yerleşim yeri, yol, dere ve sairenin ayrı ayrı adlandırıldığı ve numaralar verildiği de görülmektedir. Bir paftayı açıp baktığınızda bir resim gibi her şeyi yerli yerinde bulmak mümkün olmaktadır. Bu hâliyle yapılan kadastro çalışmalarının uzman ekiplerce yapıldığı ve pafta tersimatlarının uzman kartogralar tarafından hazırlandığı anlaşılmaktadır. 839 Şaban İnam, “Türkiye’de Yapılan Özel İçerikli Kadastro Çalışmaları ve Üretilmiş Paftalar”, Mülkiyet Dergisi, S.39, Ankara 2000, s.14 840 Arslan Uçar, “Rapor: Hatay’da Fransız İşgali Sonrasında Yapılan Kadastro Çalışmaları”, Tarihsiz, basılmamış s.1. 239