BURSAPOST Sayı-43 | Page 12

12 Eylül / 4 Sayı : 43 Tallinn Çocuk Hastanesi Ortak Toplantısı Prof. Dr. Nihat SAPAN [email protected] ÇOCUK ALLERJİ VE ASTIM AKADEMİSİ DERNEĞİ TALLİNN ÇOCUK HASTANESİ ORTAK TOPLANTISI Çocuk Allerji ve Astım Akademisi Derneği 1996 yılında İstanbul’da kuruldu. Ben 10 kurucu üyesinden biriyim. Bu yıl, 18 yıllık bir dernek oluyor. Çocuk Allerji ve Astım Akademisi Derneği isminden de anlaşılacağı gibi, çocuklarda görülen alerjik hastalıklar ve özellikle alerjik astım ile ilgileniyor. Bu amaçla doktorlar, hemşireler ve hasta yakınları için çeşitli bilimsel ve sosyal aktiviteler düzenliyor. Bu aktivitelerin başında son 3 yılda her yıl düzenli olarak yapılan kongre organizasyonu geliyor. Bu kongrelerde yurt içinden ve yurt dışından davet edilen konuşmacılar alerjik hastalıklarla ilgili gelişmeleri tartışıyor ve yenilikleri genç meslektaşlarımıza aktarıyorlar. Çocuklarda görülen alerjik hastalıklar ve astım ile ilgili olarak düzenlenen panel, konferans ve serbest bildiri oturumlarında konunun uzmanlarından yeni gelişmeleri öğrenme ve sorular sorma imkânı sağlanıyor. Kongre organizasyonlarının yanında her yıl değişik şehirlerde sempozyumlar düzenleniyor. Bir ya da iki günlük bu sempozyumlarda ana tema çerçevesi içinde çocuk alerji konuları tartışılıyor. Hasta yakınlarına bilgilendirme toplantıları düzenleniyor. Derneğimiz 1996 yılından itibaren 14 yıl boyunca İznik’te astımlı çocuklar yaz kampı organizasyonu yaptı. Bu kamplarda her yıl seksen kadar astımlı çocuğa hastalıkları ile ilgili bilgiler kamp ortamında ve spor eşliğinde aktarıldı. Özellikle yüzme ve bunun yanında tenis, masa tenisi, voleybol, basketbol gibi sporlar yaptırılarak yaşam kaliteleri yükseltilmeye çalışıldı. Ayrıca çeşitli ülkelerle bağlantı kurarak alerji ve astım konusundaki gelişmeleri paylaşmak derneğimizin amaçlarından biri. Yaptığımız kongrelere her yıl Azerbaycan’dan doktor katılımı sağlıyoruz. Geçen yıl yaptığımız son kongremizi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde gerçekleştirdik. İki yıl önce Gürcistan’ın Batum şehrinde düzenlenen, erişkin ve çocuk doktorlarının birlikte katıldığı bir kongreye dernek olarak destek verdik. Öğretim üyesi dernek üyelerimiz konuşmacı olarak katıldılar ve Gürcistan Çocuk Allerji Uzmanları ile temas sağlandı. Amerika ve Avrupa Çocuk Allerji Dernekleri ile yakın temasımız var ve kongrelerimizde konuşmacı olarak davet ediyoruz. Bu hafta sonu Estonya’nın Tallinn şehrinde, Tallinn Çocuk Hastanesi ile birlikte bir sempozyum düzenliyoruz. Bu sempozyuma derneğimiz adına görevli olarak ben ve İstanbul’dan bir öğretim üyesi arkadaşım katılıyor. Perşembe günü gidiyoruz. Cuma ve Cumartesi günü çocuk alerji hastalıkları konusunda yapacağımız panel ve konferanslarda yeni gelişmeleri tartışacağız, ülkemizdeki durumu ve Estonya’daki durumu konuşacağız. Bu gibi toplantılar bizler için de çok öğretici oluyor. Çeşitli ülkelerdeki yaklaşımları görmek ve farklılıkları değerlendirmek yeni ufuklar açıyor. Ben Estonya’ya ilk kez gidiyorum, daha önce gitmemiştim. Haftaya yazımda Estonya ve sempozyum hakkında düşüncelerimi sizlere aktarmayı düşünüyorum. Renklerin dili olsa Renklerin psikolojik etkisini biliyor musunuz? Bilim adamları renklerin ruh hali üzerindeki etkisini kanıtladı. Yapılan çalışmalarda araştırmacılar renklerin sinir sisteminin emosyonel uyarılmadan sorumlu bölümlerini direkt olarak etkilediğini söylüyor. Gözlerimiz bir renge odaklandığında beynimizden, bizi fiziksel ve duygusal seviyede etkileyen çeşitli kimyasallar salınıyor. Renkler ve psikoloji üzerine çalışmalarda bulunan Uzman Psikolog Ayben Ertem; “Yaşam alanlarımızda hangi renkleri, hangi kombinasyonlarla ve ne yoğunlukta kullandığımız; renklerin beynimizde gerçekleştirdiği tetiklemelere paralel olarak yaşam kalitemizi etkiliyor” dedi. YATAK ODALARINDA MOR KULLANIMI UYKUYA RAHAT GEÇİŞ SAĞLIYOR, PEMBE SAKİNLEŞTİRİYOR Pembenin rahatlatıcı ve sakinleştirici bir etkisi olduğuna dikkat çeken Ertem, Amerika’da bazı hapishanelerde ya da psikiyatrik hastanelerde renk terapisi uygulandığını, şiddet uygulayan suçluları ya da hastaları sakinleştirmek için bazı hücreler ya da odaların pembe ye boyandığını belirtiyor. Yatak odalarında pembe ve mor tonlarının kullanılmasının uygun olacağını belirten Ertem, “Pembe enerjiyi boşaltan ve sakinlik veren bir renktir. Mor ve tonları ise sakinlik ve dinginlik verir. Yatak odalarında belirli bir ölçüde kullanımı rahat uykuya geçmemizi sağlar” dedi. KİLO PROBLEMİNİZ VARSA MAVİYE YÖNELİN Kırmızı ve turuncu tonlarının iştah arttırıcı renkler olduğuna değinen Ertem, “Bu renkler çabuk ve hızlı yemek yemeği ve bir an evvel kalkmayı sağlatabilir. Öte yandan özellikle turuncu, dozunda kullanılırsa sosyalleşme ve sohbet etmeyi sağlatan bir renk olduğu için yemek odaları ve büyük mutfaklarda kullanılabilir. Mavi rengin iştahı bastırdığına ve nabzı düşürdüğüne yönelik çalışmalar var, dolayısıyla mavi ve tonları da kilo sorunu olanların mutfakta kullanacağı renkler olabilir. Hatta buzdolabının üstüne mavi renkli magnetler asın, bu sizi buzdolabından uzak tutacak- Bu yol ‘akıllı telefon’ kullanıcılarına Yaklaşık 700 milyon akıllı telefon kullanıcısının bulunduğu Çin’de yolda yürürken telefonla meşgul olanların diğer yayalarla çarpışmasını engellemek için ilginç bir çözüm bulundu. Çin’in güneyindeki Chongqing kentinde elinden telefonu düşürmeyen Çinlilere özel yaya yolu hizmeti sağlanıyor. Telefon kullanıcılarının bisiklet yoluna benzeyen yoldan sapmaması için yol beyaz şeritlerle belediye tarafından ayrılmış. 50 metre uzunluğundaki yolun akıllı telefon yolu ol- tır” tavsiyelerinde bulunuyor. ÇOCUKLAR İÇİN RENKLER NE İFADE EDİYOR? Sarının çocuk odalarında çok yoğun olarak kullanılmaması gerektiğine dikkat çeken Ertem; “Yapılan çalışmalarda yeni doğan bebeklerin odalarında sarı yoğun olarak kullanıldığında o bebeklerin daha fazla ağladığı görülmüş. Kırmızı, mavi ve sarının birbirleriyle uyumlu kullanımı bir erkek çocuğu odası için ideal olacaktır. Öte yandan yeşiller, eflatunlar ve yine açık mavi ve açık sarının yeşil ile uyumlu kullanımı kız çocukları için çok feminen, sakin ama bir o kadar da canlı olacaktır. Ayrıca hiperaktivite bozukluğu olan çocukların bulunduğu ortamlarda yoğun kırmızı kullanılmaması gerekir; çünkü tetikleyici özelliğe sahiptir” dedi. duğunu belirten cep telefonu resmi de bulunuyor. Ancak bu uygulama beraberinde tartışmaları da getirdi. Bu uygulama akıllı telefon kullanıcılarını yolda yürürken telefon kullanmaya teşvik ettiği gerekçesiyle eleştiriliyor. Nong Cheng isimli bir satış yetkilisi yerel basına yaptığı açıklamada, birçok kimsenin bu durumdan haberdar bile olmadığını söyleyerek, “Cep telefonu kullanıcıları bu işaretleri önemsemiyor. Bu işaretler onları uyarmıyor bile” dedi. Sağlık yetkilileri de yürürken cep telefonu kullanmanın alkollü araç sürmek kadar tehlikeli olduğunu belirtiyorlar. Travma uzmanlarından Dr. Tony Grab, “Bu durum tıpkı alkollü araç kullanmak gibi. Etrafınızda olan bitenin farkında olamazsınız. Telefon uyuşturucu gibidir” dedi.