BURSAPOST SAYI 33 | Page 15

15 Temmuz / 3 Sayı : 33 Kupa’nın ebedi sahibi kim olacak? Osman GÜRÇAY muştu. Biz baskıdan çıktığımızda kupanın sahibi belli olacak ama bir tahmin yapalım ki; siz okurken önümüze o çıksın, bakalım tutacak mı? Almanya her hattı ile bir makina düzeninde takım oyunu oynuyor. Turnuva boyunca maçı şu adam aldı diyeceğimiz birisi yok. Kalecisi güven veriyor ama fazla öne çıkıyor. ciddi balans problemi olduğu her maçında görüldü. Almanya’nın etiketi olan “turnuva takımı” ünvanı onu yine ağır ağabey yaptı. Gruptan çıkışı firesiz, dörde girmesi de hasarsız oldu. Hollanda Dünya Kupaları’nın bahtsız bedevisidir ve deve üzerinde yılanın tecavüzüne uğrayacak kadar şanssızdır. 1974’de 2-1 kaybedilen Almanya Finalinin ardından Arjantin’de son dakika direkten dönen top, uzatmada Kempes’i yaratmış, yine kupayı Hollanda’nın cebinden alıp Arjantin’e verince Hollanda iki final kaybetmişti. Brezilya’da düzenlenen 2014 Dünya Kupası’nda son viraja gelindi ama bu turnuva bol golleri ile ciddi hasarlı trafik kazaları ile anılacaktır. Kupanın kulpuna yapışacağı konusunda iddialara girilen, başta son şampiyon İspanya olmak üzere İtalya, Portekiz, İngiltere ve hatta Hırvatistan gruptan vize bile alamadan devrilerek evlerine döndüler. Daha önce dolgu olarak kullanılan Güney Amerika ülkelerinde ciddi bir kıpraşmanın olduğu eleme turları maçlarının çoğunun 90’lık değil 120’lik olmasından belliydi. Çeyrek final takımları her şeyi ile rengarenkti ve finale kalan Arjantin bile son dakikada “direkten” dönmüştü. Sonunda büyük çarklar turunu tamamladı ve yarı finale Avrupa ve Güney Amerika’dan ikişer takım kaldı. Yarı final yol haritası itina ile kurgulanmış olduğundan ev sahibi Brezilya, Arjantin, Almanya, Hollanda arasındaki mücadele de kıtalar arası savaşa dönüştü. Ağır favori Brezilya son dörde gelirken Arjantin gibi direkten dönmedi ama Arjantin önce evinde, ardından Tanrı’nın(!) eliyle kupayı ikiledikten sonra uzun süre sesi çıkmayanlardan oldu. Brezilya-Almanya eşleşmesinde Samba’nın ev sahibi avantajıyla Panzerler’i durduracak diyenler az değildi ama maçın sonucu kıyamete kadar bir Dünya Kupası’nın çeyrek finallerden itibaren zevksiz bir hale büründüğünden daha önce söz etmiştim. Ama bomba yarı finalin ilk maçında patladı. Almanya, Brezilya’yı kendi evinde darmadağın etti. Brezilya futbolla tanıştığından bu yana en acı sonucu yaşadı. Eğer Mesut Özil karşılaşmanın son anlarında kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonu gole çevirebilseydi, İngiltere hezimetlerimiz iyice unutulmaya yüz tutardı sanırım! Ünlü İngiliz futbolcu Gary Lineker’in “Futbol 11’er kişilik iki takım arasında oynanan ve sonunda Almanlar’ın kazandığı bir oyundur.” tespiti, her dünya kupası öncesinde olduğu gibi bu dünya kupasının en büyük favorilerinden birinin yine Almanya olduğunu bize hatırlatıyordu. Almanya’nın 7-1’lik Brezilya galibiyeti asla bir rastlantı değildi. Belirtiler çok daha önceden geliyordu. Almanya son dönemlerde Avrupa’da Bayern Münich ve Borussia Dortmund’la müthiş bir ivme yakaladı. Brezilya futbolunda ise belirgin bir duraklama gözleniyordu. Bütün dünyaya futbolcu ihraç eden ülkeden, son dönemlerde Neymar dışında tek bir isim çıkmadı. İşin garibi bit pazarına nur yağdı ve Scolari yıllar önce Galatasaray’da bile tutunamayan Jo’dan medet umdu. Aslında konuyu daha geniş bir perspektiften değerlendirmek gerek. Almanya son derece disiplinli insanların ülkesi. Doğu Almanya gibi hantal bir ülkeyi bünyelerine almaları ve onları sorunsuz bir şekilde kendilerine uydurmaları daha kaç yıl oldu ki? Şu anda sorunlarla boğuşan diğer Avrupa ülkelerinin çok üstünde bir geliş- daha olmayacak şekilde dramatik oldu. Almanlar, Sambacılar’ı tam anlamıyla “yedi” bitirdi v