BURSAPOST BURSAPOST sayı 29 | Page 12

12 Haziran / 3 Sayı : 29 Atopik Dermatit Prof. Dr. Nihat SAPAN Allerjik hastalıkların doktora başvuruları mevsimlere göre farklı özellikler gösterir. Örneğin astımlı çocuklarda Ekim, Kasım, Aralık gibi aylarda doktora başvurma ihtiyacı yoğunlaşırken, Mevsimsel Allerjik Rinitli olgular atmosferde polenlerin artmaya başladığı Nisan, Mayıs gibi aylarda bulgularının ortaya çıkmasıyla doktora başvururlar. Atopik Dermatitli olgularda ise H aziran, Temmuz gibi havanın ısındığı aylarda terlemenin artmasıyla birlikte, belirginleşen kaşıntı ve diğer deri bulgularının rahatsız etmesiyle doktora başvurmak ihtiyacı ortaya çıkar. Atopik Dermatit, Allerjik Dermatit, Allerjik Egzema isimleri ile bilinen hastalık, genetik nedenlerle ortaya çıkan, bulaşıcı olmayan derinin alerjik inflamatuvar hastalığıdır. Genellikle çocuklarda ilk yaş içinde bulguları ortaya çıkar. Hastaların yarısında ilk yaş içinde bulgular başlar, 5 yaşından sonra ortaya çıkması ise nadirdir. Önce yanaklarda deriden biraz kabarık, pembe kırmızı renkli çok kaşıntılı döküntüler ortaya çıkar ardından vücuda yayılır. Bebeklik döneminde bulgular daha çok yanaklarda, yüzde, kulak arkalarında, kolların bacakların dış yüzlerinde, gövdede, göğüste ve boyunda yerleşir. Bebeklik döneminde kulak arkalarında görülen egzema tanı U.Ü. Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı veHastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi koydurucu bir yerleşim yeridir. Hastalığın bulguları yaşın ilerlemesiyle dirsek eklemi iç yüzde ve bileklerde ayrıca diz eklemi arkasında ortaya çıkmaktadırlar. Bulguların bazı olgularda kendiliğinden düzelme gösterdiği ancak daha sonra tekrarladığı dikkati çekmektedir. Deri kuruluğu olguların hemen hepsinde vardır. Ayrıca şiddetli ve zor kontrol altına alınan, terlemeyle artan kaşıntı bütün olgularda bulunur. Atopik dermatit en sıklıkla besin alerjenleri ile birlikte görülmektedir. Yine yaşamın ilk yılı içinde inek sütü ve yumurta gibi besinlere karşı alerji geliştiği dikkati çeker. Özellikle anne sütünün azalmaya başladığı ve ek besinlere geçilmesi gereken 4-6 ay gibi dönemlerde inek sütü ya da yumurta akı allerjisi ortaya çıkabilmektedir. Besin alerjisinin bir süre sonra kaybolmasını takiben solunum alerjisinin başlamasıyla birlikte olguların yaklaşık olarak yarısında astım, alerjik rinit ve alerjik konjonktivit gibi diğer alerjik hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Son yıllarda özellikle endüstrileşmiş ülkelerde atopik dermatit ve diğer alerjik hastalıkların sıklığında bir artış dikkati çekmektedir. Ülkemizde genel olarak çocukların % 10 kadarında, erişkinlerin ise % 2-3 ka- [email protected] darında atopik dermatit görüldüğü bildirilmektedir. Hastalığın kalıcı bir tedavisi yoktur. Terleme ile ilgili önlemlerin alınması, ince ve pamuklu giysilerin tercih edilmesi önerilir. Sert ve sentetik materyalden yapılmış giysiler ve yünlü giysiler terlemeyi arttırabildikleri için tercih edilmezler. Sık banyo ve banyo sonrası deriye sürülen nemlendiricilerin yararı olmaktadır. Besin alerjisi bulunan bebeklerde, alerjik besinlerin verilmemesi gerekir. Kaşıntı şiddetli ise deride çizikler ve cilt kayıplarının oluşması sonrasında skatris denilen kalıcı bozukluklar olabileceğinden tırnakların uzun olmaması önemlidir. Bu gibi durumlarda bebeğin ellerine eldiven giydirilmesi yararlı olur. Atopik dermatitle birlikte astım bulguları da ortaya çıkmış ise astım tedavisinin de yapılması gereklidir. Nemlendiricilerle birlikte deriye sürülen kortizonlu kremlerin yararı olmaktadır. Ancak günde 1 ya da 2 kez sürülen bu kremlerin, başlangıçta 5 gün kadar kullanılmalarını takiben sonraki dönemde haftada 2 günden fazla kullanılmamaları gerekir. Aşırı kullanılmaları durumunda kortizonun yan etkileri ortaya çıkabilmektedir. Dünyada Yaşam Süresi 6 Yıl Uzadı Dünya Sağlık Örgütü’nün yaşam süresinin birçok ülkede 6 yıl uzadığını gösteren raporu, gelir düzeyi düşük ülkelerin en büyük atılımı yaptığını, 1990-2012 yılları arasında bu ülkelerdeki ortalama yaşam süresinin dokuz yıl uzadığını bildiriyor. Dünya Sağlık Örgütü Sağlık İstatistik- leri ve Enformasyon Sistemleri Direktörü Ties Boerma, bu gelişmeleri, BM’nin sağlık alanındaki Milenyum Kalkınma Hedefleri’nin elde ettiği büyük başarılara bağlıyor. Boerma’ya göre, ”Çocuk ölümleri, 1990 yılından bu yana yüzde 47, anne ölümleriyse yüzde 45 oranında düştü. HIV, verem, sıtma gibi hastalıkların neden olduğu ölüm ve enfeksiyon vakaları azaldı. Ancak şunu kabul etmeliyiz ki birçok ülke, Milenyum Kalkınma Hedefleri’ni yakalayamayacak. Bu nedenle çok daha fazla çaba harcanması gerekiyor.” 2014 Dünya Sağlık İstatistikleri 194 ülkeyi kapsıyor. Veriler, kadınların, tüm ülkelerde erkeklerden daha uzun yaşadığını gösteriyor. Zenginlerle yoksullar arasındaysa yaşam süresi açısından büyük bir uçurum var. Tütün kullanımının azalması da bazı ülkelerde yaşam süresinin uzamasına katkıda bulunuyor. Yaşam süresinin en çok uzadığı altı ülke Liberya, Etiyopya, Maldivler, Kamboçya, Timor-Leste ve Ruanda. Rapora göre erkeklerin en uzun süre yaşadığı ülke, ortalama 81 yılla İzlanda. Japonya ise ortalama 87 yılla kadınların en uzun süre yaşadığı ülke. Ancak Afrika’da Sahra Çölü’nün güneyinde yer alan dokuz ülkede kadınlarla erkeklerin ortalama yaşam süresi 55 yılın altında. İnsan ömrünü kısaltan en önemli nedenlerden bazıları iskemik kalp hastalığı, zatüree ve inme. Bunları erken doğumdan kaynaklanan komplikasyonları, ishalli hastalıklar ve AIDS izliyor. Rapora göre, enfeksiyonel hastalıklar, 22 Afrika ülkesinde erken doğumların yüzde 70‘inin ölümle sonuçlanmasına neden oluyor. Öte yandan bulaşıcı olmayan hastalıklar ve yaralanmalar, gelir düzeyi yüksek 47 ülkede insan hayatını yüzde 90 oranında kısaltıyor. Doktor Boerma, hükümetlerin güçlü liderlik yaptıkları ülkelerde sağlık hizmetlerinin artmasıyla büyük ilerleme kaydedildiğini söylüyor. Boerma’ya göre, ”Alınan derslerden biri, siyasi istikrarsızlığın sona erdiği ülkelerde çok büyük atılımlar yapıldığı. Örneğin Liberya’da, en büyük gelişimi gösteren Ruanda’da ve Kamboçya’da.” Doktor Boerma, aile planla ması, kadınlara doğum sırasında iyi sağlık hizmeti sağlanması ve aşı kampanyalarının bu ilerlemeye büyük katkıda bulunduğunu söylüyor.