7
3 yıl önce aşıktım
Gerçekten aşık olduğumu bilecek ve unutmayacak kadar aşıktım. şimdi tam olarak nasıl hissettirdiğini hatırlamıyor olsam da, başkasını kendinden önceye koymanın güzel bir şey olduğunu biliyorum fakat uzun zamandır bencilim. 1 yıl 3 ay önce çalışma hayatına atıldım. iki buçuk ay telefon açtım. aynı atılımları önümüzdeki yazlarda da bekliyoruz. 1 yıl 2 ay önceydi; yerde oturup sayfa ayıklamakla geçen saatler sonucu üç battal çöp torbası yaprak test / test kitabını kapıya dizmiş, beni hayatımın yeni evresine taşımış araçlarmış gibi onlara bakıyordum. 1 yıl 1 ay önce; götüreceğim tüm eşyalarımın kapıya dizilişinden sonra gördüğümü beğenmiş olacağım ki fotoğrafını çekmek istedim. ne kadar çok şey sığdırdık kız anne, helal.( he helal amınakoyim, bütün yıl Mng’ yi zengin ettik koli yapıp göndermekten sığamıyoruz diye.) 10 ay önce; ilk sınavlarımız yaklaşıyor hayatımda ilk kez başarısızlıktan korktum.( üniversite hazırlık döneminde poposunu hep sermiş bir dilci olarak) yapamam dedim bu kadar değilim ben. çıkışta ağlayıp sonuçlar açıklanınca 100 aldığını duyduğumuz densiz gibi oldum sonra. ha 100 falan almamışımdır ucundan geçtim galiba barajı. ağlamam ben ayrıca yani,“ bi dönem daha okusam ne güzel olur, işe falan da girerim, oo mis” e bağlamıştım. bundan 7 ay önce; yeryüzünde nadir bir fenomen, bir çocuk beni beğenmiş olacak ki facebook’ tan ekledi. benim de boş( aranan) anıma denk gelmiş olacak kabul ediyorum konuşmaya başlıyoruz. bir iki buluşmadan sonraya kadar kurcalamıyorum da sonra baktım muhabbet manuel dönüyor, arada hararet yapıyor. tarafların kastığı belli. kendimi bir daha öyle bir duruma sokmamayı not edip, yolumu ayırıyorum. ne“ istemediğimi” çok net bir şekilde bu kez tecrübeyle sabitliyorum.( sonra istediğim şeylerin olabilirliğini değerlendirmeye kalktığım her zaman“ bn svgili istemyrm ki ya suan:)” dedim.( o yüzden bkz: 1. paragraf, bkz: bekarım.) 3 ay önce, ilk kavunumu yedim. neler kaçırmışım, nası güzel bir oluşumdur o. elin fransızı beni evine öğrenci almasa, masaya kavunu koyup üstüne karabiberi serpmese, kim bilir kaç yıl sonra aklıma gelecek de lan bu sarı karpuzlar ne ola ki deyip deneyeceğim. 1.5 ay önce, götüreceğim tüm eşyalarımın kapıya dizilişinden sonra gördüğümü beğenmiş olacağım ki fotoğrafını çekmek istedim. zira o kadar azlardı ki, gerçekten takdire şayan bir karar aşaması geçirmiş olduğumu belgelemek istemekte haklıyım.( bkz: şuan dolabımın yarısı boş) 1 ay kadar oldu, yalnız yaşıyorum. eskittiğim oda arkadaşları sonrasında beraber yaşanılamaz biri olduğum fikrine vardıktan sonra, ben keyfim ve kahyasıyla odaya çıkmaya karar verdik. sıkılırsın dediler, henüz fırsat bulamadım. çok mutlu olduğumu ne zaman söylesem karma bana gıda zehirlenmesi falan yolluyor, ama bu sene bir şeylerin başlangıcı gibi hissediyorum. bazen içim içime sığmıyor, bu seneden beklentilerim beni sabırsızlandırıyor. öyle çok fazla değiller; sporu bırakmasam, götümü gezdirip para harcamaktan aile ocağıma türlü ağaçlar dikmesem, geceleri yatmayıp sabahları kalkamayıp akademik hayatımı baltalamasam, komşularım bir gün odamdan gelen kokular yüzünden kapımı açtırıp dağınıklığım içinde ölmek üzere olduğumu görmese, bir de biraz mmr kasmaya vakit bulabilsem wyeter.( ok. by.)
2 hafta oldu. Ankara’ ya kış geldi. özlemişim.