Gezginlerin ayak izlerini takip ederken mutlaka sevdiğiniz ülkelerden, sevdiğiniz
kültürlerden başlayın. Yurt dışına ilginiz yoksa, Türkiye'yi araştırın. Bir uçağa binip
3 günlüğüne İzmir gezisi, bir araba kiralayıp Muğla'nın sahil ilçelerinde gezmesi,
Antalya'nın Efes Antik Kenti ya da Urfa'da Balıklı Göl'ü görme merakı, Antep'de
gerçek bir kebab yeme arzusu bazen yurt dışının da önüne geçebilir.
Ben bu işe yurt dışıyla başlayanlardanım. Yaptığım araştırmalar, soruşturmalar
günlerimi, haftalarımı hatta aylarımı alıyordu. Arkadaşlarım işin maddi boyutundan
dert yanıp beni yalnız bıraksalar da benim hiç de vazgeçmeye niyetim yoktu.
İnternet başında araştırmalardan vazgeçip kendime bir Avrupa haritası aldım.
Şehirler, kültürler, hikayeler beni çağırıyordu, her haritaya baktığımda. Bense hala
gidecek bir yol arkadaşı derdindeydim fakat ne yazık ki bulamıyordum.
Ülkelerden birini seçemiyordum. Hangisinde karar kılsam hemen bir yolunu bulup
oradan ötekine oradan ötekine geçmenin hesaplarını yapıyordum fakat bir türlü net
bir plan yapamıyordum. Yol arkadaşı bulamamakla kalmayıp bir de olumsuz
tepkiler alınca biraz olsun soğuyor ama yerimde duramama arzumu asla
yenemiyordum.
Bir sabah uyandığımda, ortada hiç bir net plan olmamasına rağmen pasaportumu
almaya karar verdim. Onu alıp bir kenara koyacak ve o günün gelmesini
bekleyecektim. Kimilerine göre saçma gelebilir elbet ama bu apaçık evrene
gönderdiğim bir mesajdı. Ben yurt dışına gitmek istiyordum ve pasaportumu da
alarak bu konuda ne kadar kararlı olduğumu gösteriyordum. Pasaportu gayet kolay
bir şekilde aldıktan sonra sıra onu ku