BES-İN Dergisi Nisan 2018 | Page 22

Bunu“ sağlık olsun”,“ canın sağ olsun” gibi sözlerimizden de anlayabiliriz. Peki, gebelik süreci boyunca bebeğin sağlığı neye bağlıdır? Elbette ki bu konuda ailemizden aldığımız genler önem arz eder; fakat çevresel faktörler de azımsanmayacak kadar değerlidir. Çevresel faktörler arasında da en önemlisi şüphesiz beslenmedir. Prekonsepsiyonel yani döllenme öncesindeki dönemde ve döllenme sonrasındaki gebelik sürecinde annenin beslenmesine dikkat etmesi hem bebeğin hem de kendi sağlığının korunması için gereklidir. Artık kadının vücudunda başka bir canlı daha yaşam sürmeye başladığından dolayı enerji ve besin öğesi gereksinimleri önceki dönemlere göre çok daha farklı olur.
Bebek ile anne arasındaki kordon“ hayat bağ” ı olarak da bilinen plasentadır. Plasenta sayesinde anne, bebeğin gelişimi için gerekli olan besin öğelerinin, bağışıklık sistemi için antikorların ve kanının temizlenmesi için oksijenin gönderimini yaparken; bebeğe hastalık etkeni taşıyan mikroorganizmaların geçişine engel olur. Bu durum aslında anneliğin korumacı iç güdüsünün fizyolojik bir yansımasıdır. Gebelik süreci boyunca bebek, büyüyüp gelişebilmek için her türlü besin ihtiyacında anneyi yoklar. Eğer anne bu ihtiyaçları karşılayabilecek oranda beslenmezse sıra annenin mevcut depolarının kapısının çalınması gerekir. Peki, ya orası da boş ise? O zaman bu durumun pek de iyi sonuçlanmayacağının alarmını vermek gerekir. Prematüre bebek doğumları, gelişim gerilikleri, fiziksel anormallikler, maternal morbidite ve mortalite ortaya çıkabilecek sonuçlardan sadece birkaçıdır. Gebelik sürecinde bebeğin temin edemediği besin öğeleri doğumdan sonra takviye edilse de beyinde gerçekleşmiş olan biyokimyasal farklılıkların önüne geçilemez. Yani bu dönemde annenin vücudunda besin öğelerinin eksik veya yetersiz olması bebeğe kalıcı zararlar verebilir. Sık yapılan doğumlar veya iki doğum arasındaki boşluğun 2 yıldan az olması besin yetersizlikleri için risk faktörüdür. Doğumun ardından annenin vücudunun yenilenmesi depolarının tekrar doldurulması için zamana ihtiyaç vardır. Bu durumun es geçilmesi ise ikinci bebeği şanssız kılar.
Gebelik süresince annenin bağışıklık durumu ve hastalıklara karşı dayanıklı olması da bebek için önemlidir. Besin öğesi yetersizlikleri annenin bağışıklık sistemini baskılayabilir ve bu da annenin hastalıklara açık hale gelmesine dolayısı ile bebeğin hastalık etkenine veya bunun ortaya çıkaracağı komplikasyonlara maruz kalmasına neden olabilir.
Sık yapılan doğumlar veya iki doğum arasındaki boşluğun 2 yıldan az olması besin yetersizlikleri için risk faktörüdür.