Bunu “ sağlık olsun ”, “ canın sağ olsun ” gibi sözlerimizden de anlayabiliriz . Peki , gebelik süreci boyunca bebeğin sağlığı neye bağlıdır ? Elbette ki bu konuda ailemizden aldığımız genler önem arz eder ; fakat çevresel faktörler de azımsanmayacak kadar değerlidir . Çevresel faktörler arasında da en önemlisi şüphesiz beslenmedir . Prekonsepsiyonel yani döllenme öncesindeki dönemde ve döllenme sonrasındaki gebelik sürecinde annenin beslenmesine dikkat etmesi hem bebeğin hem de kendi sağlığının korunması için gereklidir . Artık kadının vücudunda başka bir canlı daha yaşam sürmeye başladığından dolayı enerji ve besin öğesi gereksinimleri önceki dönemlere göre çok daha farklı olur .
Bebek ile anne arasındaki kordon “ hayat bağ ” ı olarak da bilinen plasentadır . Plasenta sayesinde anne , bebeğin gelişimi için gerekli olan besin öğelerinin , bağışıklık sistemi için antikorların ve kanının temizlenmesi için oksijenin gönderimini yaparken ; bebeğe hastalık etkeni taşıyan mikroorganizmaların geçişine engel olur . Bu durum aslında anneliğin korumacı iç güdüsünün fizyolojik bir yansımasıdır . Gebelik süreci boyunca bebek , büyüyüp gelişebilmek için her türlü besin ihtiyacında anneyi yoklar . Eğer anne bu ihtiyaçları karşılayabilecek oranda beslenmezse sıra annenin mevcut depolarının kapısının çalınması gerekir . Peki , ya orası da boş ise ? O zaman bu durumun pek de iyi sonuçlanmayacağının alarmını vermek gerekir . Prematüre bebek doğumları , gelişim gerilikleri , fiziksel anormallikler , maternal morbidite ve mortalite ortaya çıkabilecek sonuçlardan sadece birkaçıdır . Gebelik sürecinde bebeğin temin edemediği besin öğeleri doğumdan sonra takviye edilse de beyinde gerçekleşmiş olan biyokimyasal farklılıkların önüne geçilemez . Yani bu dönemde annenin vücudunda besin öğelerinin eksik veya yetersiz olması bebeğe kalıcı zararlar verebilir . Sık yapılan doğumlar veya iki doğum arasındaki boşluğun 2 yıldan az olması besin yetersizlikleri için risk faktörüdür . Doğumun ardından annenin vücudunun yenilenmesi depolarının tekrar doldurulması için zamana ihtiyaç vardır . Bu durumun es geçilmesi ise ikinci bebeği şanssız kılar .
Gebelik süresince annenin bağışıklık durumu ve hastalıklara karşı dayanıklı olması da bebek için önemlidir . Besin öğesi yetersizlikleri annenin bağışıklık sistemini baskılayabilir ve bu da annenin hastalıklara açık hale gelmesine dolayısı ile bebeğin hastalık etkenine veya bunun ortaya çıkaracağı komplikasyonlara maruz kalmasına neden olabilir .
Sık yapılan doğumlar veya iki doğum arasındaki boşluğun 2 yıldan az olması besin yetersizlikleri için risk faktörüdür .