BES-İN Dergisi Nisan 2017 | Page 26

araştırma yazısı

anne-çocuk beslenmesi

yazan : merve uğuz merve . uguz @ stu . bahcesehir . edu . tr
Beslenme , büyüme , gelişme , yaşamın ve fizyolojik işlevlerin sürdürülmesi , sağlıklı ve üretken olmak için besinlerin kullanılmasıdır . Beslenme , yaşamının her döneminde bireylerin ve toplumların sağlığının önemli bir belirleyicisidir . Özellikle anne ve çocukların beslenmesi ülkelerin gelişmişlik düzeyinden tutun da bireylerin sosyal hayatına kadar etkili bir konu olup ebeveynlerin bu konuda bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi çok önemlidir .
Yeni doğan bebeğin sağlıklı bir biçimde büyüyüp gelişmesinde başarılı beslenmenin payı büyüktür . Dünyanın birçok ülkesinde bebekler sosyal , ekonomik ve kültürel nedenlerle beslenme yetersizliklerine maruz kalmaktadır . Yetersiz ve dengesiz beslenme çocuklarda büyüme gelişme gerilikleri ile ölümlere neden olmaktadır . Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) raporlarına göre , gelişmekte olan ülkelerde bebek ölümlerine neden olan hastalıkların başında ishal , pnömoni ve bronşit gibi enfeksiyon hastalıklarının geldiği , bu enfeksiyonları önlemenin en kolay yollarından birinin anne sütü ile beslenme olduğu belirtilmektedir . Anne sütü , yenidoğanın gelişimini destekleyecek özelliklere sahiptir ve besin değeri bakımından tüm yapay besinlerden üstündür . Anne sütü bebekle anne arasındaki duygusal bağı arttırır , bebeğin beyin gelişimi için gerekli olan esansiyel yağ asitleri ve A vitaminini içerir , bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir . Ayrıca anne sütünün fizyolojik sarılığı daha çabuk iyileştirdiği ve demir eksikliği anemisini önlediği belirtilmektedir . Erken dönemde emzirmenin yalnızca bebek sağlığı değil anne sağlığı üzerinde de olumlu etkileri vardır . Erken dönemde emzirmeye başlayan annelerde doğum sonu kanama riski azalır . Meme kanseri , over kanseri ve idrar yolu enfeksiyonuna yakalanma riskinin daha az olduğu bildirilmektedir . Tüm bunlara ek olarak emzirmek oldukça ekonomiktir .
2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması sonuçları , çocukların % 97 ' sinin bir süre emzirildiğini , % 54 ' ünün doğumdan sonraki ilk bir saat içinde emzirilmeye başlandığını ve % 16 ' sının doğumdan sonraki ilk 24 saat hiç emzirilmediğini göstermektedir . Bu veriler ülkemizde anne sütü ile beslenmenin yaygın olduğunu , ancak emzirmeye başlamanın oldukça geç olduğunu göstermektedir .
Emzirmenin düşük oranda olması ve geç emzirmeye başlanmasının nedenleri arasında anne sütünün yeterli gelmeyeceği kaygısı , erken ve hazırlıksız doğum , emzirme konusundaki yanlış inanç ve uygulamalar bulunmaktadır . Bu nedenlerin bir sonucu olarak bebekler yeterli beslenememekte ve çeşitli sağlık sorunları ile karşı karşıya kalmaktadırlar .
Annelerin bebeklerini yeterli ve etkili bir şekilde emzirebilmeleri için anne sütünün önemini kavramalarının yanında doğru emzirme tekniklerini , emzirme sıklığı ve süresini , emzirme sırasını bilmeleri ve erken postpartum dönemde desteklenmeleri önemlidir . Annenin doğum sonrası dönemde düzenli izleminin yapılması , emzirme konusunda verilen eğitimlerin uygulamaya geçip geçilmediğinin kontrolü ve annenin sorularının yanıtlanması gereklidir .
Anne sütü yenidoğan için en uygun besindir . WHO ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu ( UNICEF ) bebeklerin ilk altı ay boyunca yalnızca anne sütü almalarını , altıncı aydan itibaren ek Çocuklara Yardım Fonu ( UNICEF ) bebeklerin ilk altı ay boyunca yalnızca anne sütü almalarını , altıncı aydan itibaren ek gıdalara başlanmasını , ek gıdalarla birlikte emzirmeye iki yaşına kadar devam edil-