araştırma yazısı
anne-çocuk beslenmesi
yazan: merve uğuz merve. uguz @ stu. bahcesehir. edu. tr
Beslenme, büyüme, gelişme, yaşamın ve fizyolojik işlevlerin sürdürülmesi, sağlıklı ve üretken olmak için besinlerin kullanılmasıdır. Beslenme, yaşamının her döneminde bireylerin ve toplumların sağlığının önemli bir belirleyicisidir. Özellikle anne ve çocukların beslenmesi ülkelerin gelişmişlik düzeyinden tutun da bireylerin sosyal hayatına kadar etkili bir konu olup ebeveynlerin bu konuda bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi çok önemlidir.
Yeni doğan bebeğin sağlıklı bir biçimde büyüyüp gelişmesinde başarılı beslenmenin payı büyüktür. Dünyanın birçok ülkesinde bebekler sosyal, ekonomik ve kültürel nedenlerle beslenme yetersizliklerine maruz kalmaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenme çocuklarda büyüme gelişme gerilikleri ile ölümlere neden olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü( WHO) raporlarına göre, gelişmekte olan ülkelerde bebek ölümlerine neden olan hastalıkların başında ishal, pnömoni ve bronşit gibi enfeksiyon hastalıklarının geldiği, bu enfeksiyonları önlemenin en kolay yollarından birinin anne sütü ile beslenme olduğu belirtilmektedir. Anne sütü, yenidoğanın gelişimini destekleyecek özelliklere sahiptir ve besin değeri bakımından tüm yapay besinlerden üstündür. Anne sütü bebekle anne arasındaki duygusal bağı arttırır, bebeğin beyin gelişimi için gerekli olan esansiyel yağ asitleri ve A vitaminini içerir, bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca anne sütünün fizyolojik sarılığı daha çabuk iyileştirdiği ve demir eksikliği anemisini önlediği belirtilmektedir. Erken dönemde emzirmenin yalnızca bebek sağlığı değil anne sağlığı üzerinde de olumlu etkileri vardır. Erken dönemde emzirmeye başlayan annelerde doğum sonu kanama riski azalır. Meme kanseri, over kanseri ve idrar yolu enfeksiyonuna yakalanma riskinin daha az olduğu bildirilmektedir. Tüm bunlara ek olarak emzirmek oldukça ekonomiktir.
2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması sonuçları, çocukların % 97 ' sinin bir süre emzirildiğini, % 54 ' ünün doğumdan sonraki ilk bir saat içinde emzirilmeye başlandığını ve % 16 ' sının doğumdan sonraki ilk 24 saat hiç emzirilmediğini göstermektedir. Bu veriler ülkemizde anne sütü ile beslenmenin yaygın olduğunu, ancak emzirmeye başlamanın oldukça geç olduğunu göstermektedir.
Emzirmenin düşük oranda olması ve geç emzirmeye başlanmasının nedenleri arasında anne sütünün yeterli gelmeyeceği kaygısı, erken ve hazırlıksız doğum, emzirme konusundaki yanlış inanç ve uygulamalar bulunmaktadır. Bu nedenlerin bir sonucu olarak bebekler yeterli beslenememekte ve çeşitli sağlık sorunları ile karşı karşıya kalmaktadırlar.
Annelerin bebeklerini yeterli ve etkili bir şekilde emzirebilmeleri için anne sütünün önemini kavramalarının yanında doğru emzirme tekniklerini, emzirme sıklığı ve süresini, emzirme sırasını bilmeleri ve erken postpartum dönemde desteklenmeleri önemlidir. Annenin doğum sonrası dönemde düzenli izleminin yapılması, emzirme konusunda verilen eğitimlerin uygulamaya geçip geçilmediğinin kontrolü ve annenin sorularının yanıtlanması gereklidir.
Anne sütü yenidoğan için en uygun besindir. WHO ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu( UNICEF) bebeklerin ilk altı ay boyunca yalnızca anne sütü almalarını, altıncı aydan itibaren ek Çocuklara Yardım Fonu( UNICEF) bebeklerin ilk altı ay boyunca yalnızca anne sütü almalarını, altıncı aydan itibaren ek gıdalara başlanmasını, ek gıdalarla birlikte emzirmeye iki yaşına kadar devam edil-