güncel
gençlerin güzelliği zayıflıkla özdeşleştir-
mesine neden olmaktadır. Erkekler ise
kadınlara oranla zayıflamanın yanında
medyada idealize ettikleri karakterlere
benzemek için aşırı egzersize yönelebil-
mektedir. Yeme bozukluğu olanlarda
sıklıkla kendine güven sorunu vardır.
Zayıflamaya odaklanarak özgüvenlerini
kazanmaya çalışırlar. Childline (çocuk
hattı) Adli Sivil Toplum Kuruluşu, sadece
gecen yıl yeme bozukluğu nedeniyle
arayıp destek isteyenlerin sayısını 10.500
olarak açıklamıştır. Bu sayıdaki artışın
nedenlerinin başında sosyal medya
kullanımının geldiği, sosyal medyada
dayatılan yasam biçimlerinin özellikle
ergenlik çağındakilerde baskı oluşturdu-
ğunu söylemiştir.
Her Yaşın Bir Güzelliği Var
yazan: tuğçe çiçek
21. yüzyılın en büyük sorunlarından biri
sanırım gelişen teknolojiyle birlikte sosyal
medya ve etkileri oldu. Öyle bir noktaya
geldik ki artık her anımızı paylaşıyor aynı
zamanda belki de hiç ulaşamayacağı-
mız insanların hayatlarını bu sayede en
yakından takip edebiliyoruz. Buraya etkileyecek bozulmuş yeme davranışları
ortaya çıkar. Bu kişilerde aynı zamanda;
obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu ve
anksiyete gibi bazı psikiyatrik problemler
daha sık görüldüğü araştırmalarla ka-
nıtlanmış. yeme bozukluklarının cinsiyet oranlarıyla
benzer görülmektedir. (10 kadına 1 erkek)
Aynı zamanda kadın dergilerindeki diyet
yiyecek reklamları erkek dergilerindekinin
63 katı olarak bulunmuştur. Bu oranlara
da bakarak aslında basın yayın organ-
larında da kadınlara yönelik daha fazla Yeme bozukluklarını, ağırlıklı olarak genç
kızlarda ve ergenlerde görüyoruz ancak
20’li yaşların ve 40’lı yaşların sonundaki
kadınlarda da bu oran azımsanmaya-
cak derecede görülmeye başlandı.
Renfrew Merkezi’nin 11 tedavi noktasın-
da, 35 yaş üzerindeki hastaların sayısı
son 10 yılda %42 artış gösterdi. Buna
benzer olarak, birkaç yıl önce
Denver’daki Yeme Bozuklukları Tedavi
kadar her şey çok güzel görünüyor. Ee ne
var bunda dediğinizi duyar gibiyim...
Ancak asıl sorun tam da burada başlıyor.
Evet insanlar her anını paylaşıyor ama
en güzel ve en kusursuz haliyle. Kimse
yüzündeki sivilcesiyle birlikte ya da
göbeği çıkmış vaziyette resim atmak
istemiyor. Bunun sonucunda da herkes
mükemmel görünmek istiyor ve bunun
içinde olmadık yollara başvuruyor. Hastalığı Reddetme güzel ve kusursuz fizik dayatmasının
olduğunu görmek çok da zor değil. Merkezi’ndeki hastaların %10’u 25 yaşın
üzerindeydi; bugünse %46’lık bir bölüm
Ergenlerde İmgeden İdeale Geçiş “ Rek l a ml a r, tel ev i z-
y onl a r, sp or p rog -
ra ml a rı nd a k i v e
fi l ml erd ek i b i rçok
k a d ı n çok za y ı f tı r; b u
d a g ençl eri n g üzel l i -
ğ i za y ı fl ı k l a özd eş-
l eşti rmesi ne ned en
ol ma k ta d ı r. Erk ek l er
i se k a d ı nl a ra ora nl a
zayıflamanın yanında
med y a d a i d ea l i ze
etti k l er i k a ra k terl ere
b enzemek i çi n
a şı rı eg zersi ze
y önel eb i l mek ted i r. ”
İngiltere’deki istatistiklere göre son üç
yılda anoreksiya nedeniyle yardım isteyen
gençlerin sayısında %110 artış olduğu bil-
dirilmiştir. Maalesef ki bu yeme bozukluğu
olan hastalarda tedaviyi reddetme duru-
muyla çok sık karşılaşılıyor. Herhes çok zayıf
olduklarını söylediği halde, onlar aynaya
baktıklarında kendi yansımalarından hiç-
bir zaman memnun olmazlar ve şişman
olduklarını düşünürler.
Güzelliği Zayıflıkla Özdeşleştirmek
İşte tam da burada benim değinmek
istediğim yere geliyoruz. Bu mükemmeli-
yetçi ve ışıltılı medya, yapılan araştırma-
lara göre yeme problemlerinin artışında
etkin ol- maktadır. Yeme bozukluğu olan
bireylerde kendini beğenmeme, kilosu ve
yemeklerle ilgili negatif düşünceler içe-
risinde olma, yemek sonrasında pişman
olup kusma veya kendini cezalandırma,
günlük aktivitesini ve vücut fonksyionlarını
Mükemmel Kadın ...?
Mükemmel Erkek...?
Yeme bozukluğu hastalıkları erkeklere
oranla kadınlarda daha sık görülür. Bu
cinsiyet farkındaki nedeni araştıran
başka bir çalışmada kadın dergilerinde
kilo vermeyi teşvik eden makale ve
reklamların, erkek dergilerine göre 10.5 kat
daha fazla olduğu bildirilmiştir ki bu oran
Özellikle ergenler üzerinde medyanın
etkisini fazlasıyla görmekteyiz. Kendi
kişiliklerini ve benliklerini aradıkları bu
dönemde çevrenin görüşlerine, iletilerine
ve dışarıdan gelen bilgi ve uyarılara aşırı
duyarlıdırlar. Bu yüzden medyanın,
öğrenme, gelişme ve öz değişim sürecin-
deki ergenler üzerinde oldukça yüksek
bir etkisi olduğunu söyleye biliriz. Medya-
da sunulan bu aşırı zayıf imgelerle
kendini karşılaştıran gençlerde (özellikle
kızlarda bu oran çok fazladır) bu imgeleri
kendi
ideallerine çevirirlerse beden
doyumsuzluğu, zayıflıkla aşırı uğraşma
ve yeme davranışında bozukluklar
ortaya çıkabilmektedir. Reklamlar, tele-
vizyonlar, spor programlarındaki ve film-
lerdeki birçok kadın çok zayıftır; bu da
30 yaşın üzerinde. 2003 yılında Kuzey
Carolina Üniversitesi’nde Yeme Bozuk-
lukları Programı açıldığında ergenler için
tasarlanmış olmasına rağmen, şu an
hastaların yarısı 30 yaşın üzerinde.
Gençlerde olduğu gibi bu yaş grubun-
daki