İzlenim
‘Otomobil meraklısı patronları da unutmamak lazım.
Şöförüne izin verip iş stresinden uzaklaşmak isteyenler,
Sport sürüş modu tam size göre’
O
Otomobil severler için “amiral
gemisi” terimi tek bir anlam taşır.
İnnovasyon, konfor ve lüksle dolu
kocaman sedan otomobiller. Gerçek
anlamıysa büyük donanmaların
zirvesindeki amirallerin, savaşları
yönetirken bulundukları gemiye
verilen ünvan. Bu terimi engin
denizlerden çıkarıp yollara taşıyan
otomobillerin başındaysa Alman
otomobilleri ve onların başında da
BMW 7 Serisi geliyor.
Tabi BMW mühendisleri bunu bir
gecede başarmadı. Geçmişe
dönelim; 1977’de çıkan ilk
jenerasyon sade ve büyük bir sedan
otomobildi. İkinci jenerasyonda
TEMMUZ AĞUSTOS benzinmagazin.com
BMW mühendisleri patronlarından
fırçayı yemiş olacaklar ki otomobili
teknoloji üssü haline getirmişler.
1986 yılında çıkan otomobilde fax
makinesi, telefon, şarap soğutucu,
çekiş kontrol sistemi gibi opsiyonlar
mevcuttu. 5 litrelik V12 motor
seçeneğine kavuşan otomobil
BMW’nin 250 km/s limitine takılan
ilk otomobil olmuştu. Hatta
sileceklerin yüksek hızlarda daha
verimli çalışması için silecek
yaylarını bile adaptif hale getirdiler.
Long, yani daha uzun versiyonun da
ilk kez sunulduğu otomobil
dünyanın Xenon olarak bildiğimiz
HID farlarının bulunduğu ilk
otomobil oldu.
James Bond’un “Yarınlar Ölmez”
filminde direksiyonuna bile
geçmeden arka koltuktan cep
telefonuyla kullandığı ve
düşmanlarından deyim yerindeyse
mermiye kafa atarak kaçtığı
otomobilde üçüncü jenerasyon
zırhlı bir BMW 7 Serisi’ydi. 2002
yılındaki E65 kasa kodlu 7 Serisi
belki de en çok ses getireni oldu.
Sonradan eklenmiş gibi görünen
bagaj kapağı herkese otomobilin
tasarımıyla ilgili söz hakkı tanıdı.
Multimedya konusunda da çığır
açan otomobil iDrive’ın prömiyerine
de ev sahipliği yaptı. 2006 yılında