İzlenim
‘GT Line’da sunulan koltukların kumaşı ve tasarımı
doksanlı yılların Williams modellerine gönderim yapıyor
ve yanal destekleri yanında konforu da oldukça iyi’
T
Takvimler 2009 yılının bahar
aylarını gösteriyordu ve benim
de büyük merakla beklediğim
Megane’ın üçüncü nesliyle
İstanbul’un ara sokaklarından
biriyle ilk kez karşı karşıya
gelmiştim. Bir önceki nesil Megane
Hatchback’in tasarımı büyük bir
kumar gibiydi ve sizin de bildiğiniz
üzere pek de her zevke hitap
etmiyordu. Bu özgün otomobilin
ardından Renault yeni bir kumara
hazır değildi ve yalın tasarımlı
Megane III’ü ortaya çıkardı.
Aslında Megane o yıllarda direkt
TEMMUZ AĞUSTOS benzinmagazin.com
olarak Golf’ü gözüne kestirmişti
ve onun kadar konforlu, kaliteli bir
otomobil olma amacı taşıyordu.
Karoser tasarımındaki yalınlık
iç mekanda da devam ediyordu.
Şunu da hatırlatayım; Megane ilk
yıl Fransa’da üretilen örnekleriyle
ülkemize gelirken 2010 yılında
Türkiye’de üretimine başlandı. Bu
iki üretim arasındaki en belirgin farkın süspansiyon sistemi
olduğunu söylemeliyim. Madem
Megane III’ten bahis açtık, onunla
yazımıza devam edelim.
Söylediğim gibi Megane III, yol-
larla buluştuğu dönemde oldukça
iyi bir seçenekti ve kartlarını
konfor tarafından kullanmayı
seçmişti. Yeni nesilse ilk bakışta
görünümüyle dahi dinamizm
üzerine yoğunlaştığını belli ediyor.
Eski şişman karoser yerini daha
sportif görünümlü bir hatchback
karosere bırakmış; belli. Yeni far
ve stop imzası otomobilin imajını
bambaşka bir noktaya getiriyor.
Gündüzleri yanan LED gündüz
farları dışında stoplar da aydınlık
havada yanmaya devam ediyor.
Bu arada otomobil, selefinden